önümüzdeki seçimden sonra ülkeyi bekleyen yönetim şeklidir.
tam demokrasiye geçememiş ve geçemeyecek gibi görünen ülkemizin, tam katılımı sağlayamaması nedeniyle tek partili süreci iyi sürdüremediğini görüyoruz.
özellikle akp nin milletvekili sayısının fazlalığının seçim barajı sebebiyle atıl durumda kalan oylar sebebiyle fazla olduğunu biliyoruz.
görünen o ki; önümüzdeki seçimlerde oyların özellikle %10-%15 lik kısmı seçime doğrudan etki edecektir. yani baraja takılan partilerin toplam oy oranı hdp nin barajı geçmesiyle seçime dahil olacak ve akp hükümetinin elini zayıflatacaktır.
mhp de görünen yükseliş eğer soyut bir yükseliş değilse %1-2 lik oy da onlar çalacaktır.
ve bu da hükümeti kurmakla görevlendirilecek akp hükümetinin güven oyu alamayarak, koalisyon hükümetine yönlenmesine sebep olacak.
dileğim o dur ki; mhp, akp ile koalisyon yapmasın.
bu durumda, hükümeti kurma görevini cb chp ye vermek zorunda kalacak. ve chp-mhp veya 3 partili koalisyon (chp-mhp-hdp) hükümeti kurulacaktır.
Muhtemel hükümet şekilleri
Akp-hdp
Akp-mhp
Chp-mhp-hdp
En olası görünen akp-mhp dir. Diğerleri sonun başlangıcıdır.
Kolasiyon türkiye'de işleyecek bir sistem değil. Birbirine tamamen zıt partilerin bi araya gelmesi ve bu birliktelikten istikrarlı bir hükümet çıkması imkansız. Özellikle parti başkanları birbirinin arkasından bu kadar atıp tutarken..
anket sonuçları buna tecelli edince sabahtan akşama kadar yandaş medya kanalları ile karalamaya çalıştıkları yönetim biçimi. Tek başına iktidar olan partiden farkı yoktur. iyi de çıkabilir kötüde. Avrupa da yıllardır koalisyonla yönetilen ülkeler var. Türkiye de hep kötü olması koalisyonun kötü bir şey olacağını göstermez. Genellemek hatalıdır.
birden çok partinin ülkeyi yönetmesi.
aslında şu anda tamda bunun olması gerekliliği.
nedenine gelince:
74 milyon bir arada yaşayabiliyorsa ki bunun 20 milyonu açlık sınırının altında
maaşları 13 ile 25 bin tl arasında değişen 550 millet vekili de yaşamayı öğrenmeli
biride çıkıp halkımız zor durumda bizim maaşlarımız öğretmen maaşına denk olsun dedi mi? hayır.
der mi? hayır.
öyleyse birbirini otokontrol yapabilmelerinin tek mantıklı yolu budur.
madem ki hepsinin amacı ülkeyi halk yararına yönetmek; iyi taraflarını ortaya koysunlar bir sonraki seçime kadar.
ithalata değil üretime dayalı bir ekonomi politikası izlesinler. hepsinin amacı bu değil miydi?
hazineden partilerine akan milyarları fabrika kurmaya kullansınlar hepsi işsizliği önlemeyecek miydi?
Şahsen chp ile mhp bile olsa istediğim bi durumdur. Hep eski koalisyonları örnek gösteren hırsız partisi halkı kandırmayı biliyo. O dönemki koalisyondaki görüş ayrılığı şu anki chp ile mhpde yok. Ayrıca akpden sonra hepar işe hdp bile koalisyonla ülkeyi daha iyi yönetir. Ha chp ile mhp olsun bence. Ama koalisyon da çok dayanmaz. iki türlü de yarrağı alacaksak böyle alalım bari.
başkanlık sisteminin türkiye için ne kadar tehlikeli olduğunu başkanlığı savunanların bile bir süre sonra can havli ile bir kurtarıcı arayacağını bir türlü anlayamamış öküzleri de ortaya çıkartmış başlık.
7 haziran sonrası böyle bir ihtimalle karşılaşılabilir.
peki ak parti seçim sonrası mecliste tek başına 276 güven oyunu alabilecek çoğunluğa ulaşamazsa ne olur derseniz bence iki ihtimal gerçekleşebilir.
1-ak parti-mhp ortaklığı
2-chp-hdp ortaklığı
birinci ihtimal gerçekleşirse yani ak parti mhp ortaklığı, bu durumda mhp bu olası koalisyonda ne kadar söz sahibi olur? tartışılır. devletin tüm kurumlarını yutmuş bir ak parti mhp'nin bu dengenin içine girmesine ne kadar izin verir? yada mhp bu karşılaşacağı vahim tabloyu halka nasıl açıklayabilecek? devlet içindeki ak parti hücrelerinin işleyişine ne tepki gösterecek? işin özeti mhp şuan ki duruşunu muhafaza ederse ortaklık çok uzun sürmez ve erken seçime gidilir. yok mhp ortaklığın getireceği etkinlikten hoşnut kalıp denetleme yetkisini askıya alırsa gül gibi geçinip giderler.
ikinci ihtimal gerçekleşirse yeni kurulacak hükümette etkin ve söz sahibi parti chp olacaktır. peki yeterince şeffaf olmayan yarım ve aksak yürüyen çözüm sürecine bakışı nasıl olacak? ilk solukta kucağında bulacağı ekonomik krizi nasıl aşacak? verilmiş bir çok vaadi gerçekleştirmek için ne gibi çözüm arayışları olacak? devletin içinde devletleşen ak parti köklerini nasıl temizleyecek? bence bu altı çizilesi bir husus. yoksa türkiye'de değişen hükümetle beraber yeni bir operasyon dalgasımı başlayacak? aksi halde kemikleşmiş ak parti kadroları yeni hükümeti 6 ay içinde devirip ülkeyi yeni bir erken seçim sürecine sokabilir.
açıkçası koalisyonlar ilgili çok iç açıcı anılarımız yok. ama 7 haziran'da böyle bir süreci girebiliriz. bu kamuoyu yoklamalarıyla da kendini gösteriyor. bakalım görelim.
tayyip gitsin isterse türkiye batsıncı sik kafalıların anlayamayacağı ama yaşı 30 ve üstü olan bütün herkesin o günleri ne kadar da iyi hatırladığı felaket günlerinin adıdır koalisyon hükumetleri..
hdp, akp ve chp ile masaya oturup; kim daha çok taviz verirse o partiyle koalisyon için adım atacaktır.
hdp'nin, chp ile koalisyon yapması halinde, din tabanlı iki parti olan akp-mhp ittifakı sergilenmesi ihtimali doğacaktır.
yani türkiye'nin kaderini birnevi mhp belirleyecek. Akp hükümet kurumasa dahi, milletvekili çoğunluğu ellerinde olduğundan, her fırsatta ülkeye köstek olmaya devam edeceklerdir.
olası bütün ihtimaller göz önünde bulundurulduğunda dahi çıkan sonuç yine değişmeyecek.
iç denetim mekanizmasıdır. ak parti hükümetinin asıl korkusu budur. her istediğini yapamamak. koalisyon doğru yönetildiği sürece ülkeye zararı değil yararı vardır. ancak türkiye'de muhalefetler işin muhalif olmanın bazen bokunu çıkardıkları için koalisyon türkiye şartlarında kaosa dönüşebiliyor. bu da bir gerçektir.
--spoiler--
Koalisyon ekonomiyi nasıl etkiler? Yabancı analistler ve ekonomistler, olası bir koalisyon hükümetinin Türkiye ekonomisine etkisini değerlendirdi. CNBC.com'da konuyla bir analize yer verildi. Ekonomistler, ileriki günlerde ekonomide yaşanabilecek dalgalanmadan endişe ettiklerini dile getirdi. 09 Haziran 2015 Salı 15:54 Analizde, Pazar günkü seçimlerde, 13 yıllık iktidarın ardından, Ak Parti’nin tek başına iktidar olabilecek koltuk sayısını alamadığını ve bir koalisyon hükümetine gerek duyulduğuna işaret edildi. Fitch’in seçimlere yönelik uyarılarına da yer verilen analizde, ekonomistlerin koalisyon hükümetinin Türk ekonomisini nasıl etkileyeceğine dair görüşlerine özellikle yer verildi. Finansal danışmanlık şirketi Capital Economics’in gelişen ülkeler ekonomisti William Jackson, kısa vadede bir koalisyon hükümetinin kurulmasını beklemediklerini ve bunun da Türk ekonomisinin bu durumdan zarar göreceği anlamına geldiğini söyledi. CNBC analizinde, Türkiye’nin bir zamanlar gelişen ülkeler arasında yıldız ekonomi olarak gösterildiğini, yüzde 8,5’e kadar büyüme performansıyla en iyi ülkelerden biri olduğu ifade edildi. Analizde Türk ekonomisindeki büyümenin son yıllarda 2011’deki yüzde 9’a yakını oranları yakalayamadığı da ifade edildi. Jackson, “Koalisyon hükümeti kurulsa bile, bu durumda AK Parti’nin muhalefetin daha yüksek asgari ücret gibi vaatlerini yerine getirmesine karşı geleceği yönündeki artıracaktır” dedi. Analist , “Böyle adımlar Türk ekonomisinde kısa vadede canlanma yaratsa da uzun vadede Türkiye’nin köklü kırılganlıklarını artırabilir” diye devam etti. EN BÜYÜK ENDiŞELERDEN BiRi MERKEZ BANKASI Analize göre, piyasa gözlemcilerin en büyük endişelerinden biri merkez bankası’nın bağımsızlığı. CNBC’ye konuşan Boğaziçi Gaz Birliği’nin döviz yöneticisi Egemen Candır, görüşmeler nasıl devam ederse etsin, Merkez Bankası’nın bağımsızlığını korumaya devam edeceği yönünde bir güvencesi olduğunu söyledi. Candır, “Ben göreceğimiz en büyük değişimin daha özgür ve bağımsız bir Merkez Bankası olacak. Yeni dönemde MB’nin son altı aydakine kıyasla ekonomiyi daha aktif şekilde kontrol edebilir” diye devam etti. YABANCI EKONOMiSTLER NE DEDi? Yabancı ekonomistler Anadolu Ajansı’na bugün önemli değerlendirmelerde bulundu. Berenberg Türkiye Ekonomisti Wolf- Fabian Hungerland, "Siyasi belirsizlik sürdükçe TL'de daha çok zayıflama ve volatil bir durum bekliyorum" dedi. Hungerland, genellikle seçimlerin ardından gerçekleşen kısa ve orta vadedeki siyasi istikrarsızlığın Türkiye'de yeni bir fasıl açılmasına neden olduğunu, yeniden seçim yapılırsa, hükümet ve ekonomi politikaları üzerinde büyük belirsizlikler ortaya çıkabileceğini belirtti. Hungerland, şöyle devam etti: "Dolar/TL 2,8097 ile tarihi zirvesini gördü. Siyasi belirsizlik sürdükçe TL'de daha çok zayıflama ve volatil bir durum bekliyorum. Tahminlerimize göre aşağı yönlü riskler arttı. Siyasi istikrarsızlıkve zayıflayan ekonomisiyle Türkiye, tekrar yükselen enflasyonla mücadeleyi tehlikeye atabilir. Sonunda, yüksek siyasi istikrarsızlık , zayıf büyüme ve Merkez Bankası'na uygulanan baskının yanı sıra yüksek dış borçla geniş cari açık kombinasyonu Fed'in bir şahin hamlesine karşı Türkiye'yi daha savunmasız hale getirir." Rabobank Gelişmekte Olan Piyasalar Kur Stratejisti Piotr Matys ise 10 yılı aşkın bir süredir ilk defa Türkiye'nin uzun bir politik belirsizlikle karşı karşıya kaldığını belirterek, 4 partinin oluşturacağı parlamentoda farklı senaryolar olabileceğini ifade etti. Türkiye'de ekonomik anlamda kısa vadede belirsizliğin hakim olabileceğinin altını çizen Matys, TL'nin, politikacıların ifadelerine karşı daha kırılgan ve hassas hale gelebileceğini, Merkez Bankası'nın, TL üzerindeki risklerin belirginleşmesi durumunda elindeki bütün araçları kullanmak zorunda kalacağını dile getirdi. Seçim sonrası dolar/TL'de sert hareketlerin sadece bir başlangıç olabileceğini ve 3 TL seviyesinin görülebileceğini kaydeden Matys, bu durumun gerçekleşmesi durumunda TCMB Başkanı Erdem Başçı'nın faiz oranlarını Ocak 2014'teki gibi sert bir şekilde artırmak zorunda kalabileceğini sözlerine ekle
--spoiler--
AKP ile CHP arasında kurulması muhtemel dahilinde olan koalisyon hükümetidir ki böyle bir koalisyon, her iki parti tabanının salt çoğunluğunun da kabul etmediğibir hükümet.
Koalisyon hükümeti, birden fazla siyasi parti ya da gruba bağlı üyelerden oluşan karma hükümettir. 2015 Genel Seçimi sonrası Türkiye'nin önündeki ihtimallerden birisidir.
Koalisyon hükümetlerinin sakıncası, karmaşık ve kırılgan çoğunluklara dayalı olmaları yüzünden gösterdikleri istikrarsızlıktır.
Açıkçası, bugün önümüze bir ihtimal olarak gelen koalisyon, Türkiye tarihinde ne bir ilk ne de son. 1961'den bu yana çeşitli koalisyon hükümetleri kuruldu. işte Türkiye tarihindeki koalisyon hükümetleri:
1. Cumhuriyet Halk Partisi-Adalet Partisi Hükümeti
Darbeden sonra 10 Kasım 1961 tarihinde ilk koalisyonu kurma görevi, Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tarafından Malatya Milletvekili ismet inönü'ye verildi. Partiler inönü yönetiminde çalışmak istemiyordu. Muhtemel bir siyasi kriz tehdidi, Adalet Partisi'ni inönü ile birlikte çalışmasına zemin hazırladı. Yeni hükümet 20 Kasım'da ilan edildi. CHP genel başkanı ismet inönü'nün başbakanlığındaki hükümet ortaklığı oluşturan partilerin uyumsuzluğu nedeniyle sık sık bunalımlarla karşılaştı. VIII. inönü Hükümeti olarak bilinen dönem 20 Kasım 1961 ile 25 Haziran 1962 arasında yaklaşık 7 ay sürmüştür.
2. Cumhuriyet Halk Partisi - Yeni Türkiye Partisi - Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi Hükümeti
Hükümeti kurma görevi, 4 Haziran 1962 tarihinde Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tarafından yine Malatya Milletvekili ismet inönü'ye verildi. inönü, aynı gün görüşmelere başladı. Yine eski sorularla karşılaştı: Devletin ekonomi üzerindeki kontrolü ne kadar olacaktı, özel sektöre ne kadar özgürlük verilecekti? Bir ilerleme kaydedemeyen inönü, 18 Haziran'da çabasından vazgeçti. Fakat askeri baskı devreye girdi ve 24 Haziran'da (hükümet krizinin 25. gününde) CHP, CKMP, YTP ve bağımsızlar (çoğunluğu eski AP'li milletvekili) bir koalisyon hükümeti kurmada anlaştı.
inönü, 23 Aralık’ta, Meclis'teki 33 bağımsızla bir kabine kuracağını ilan etti; bağımsızlarla birlikte 208 oya sahipti (Çoğunluk için 18 eksik).
inönü, Türkiye ile Yunanistan arasında açık bir çatışma tehlikesi gösteren Kıbrıs krizinin yükselen gerilimi ortasında, 25 Aralık'ta yeni kabinesini sundu. 2 Ocak'ta CHP'liler, hükümet güvenoyu almazsa, gelecekte kurulacak hiçbir koalisyonda yer almayacaklarını belirten bir uyarı yayınladı. Özellikle Kıbrıs krizi devam ederken, yeni bir kriz olasılığı karşısında Yeni Türkiye Partisi lehte oy kullanmaya karar verdi. Ertesi gün Üçüncü Koalisyon 175'e karsı 225 oyla güvenoyu aldı. 12 Şubat 1965'e kadar üçüncü koalisyon görev yaptı.
3. Cumhuriyet Halk Partisi-Milli Selamet Partisi Hükümeti
37. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Bülent Ecevit tarafından kurulan CHP ve MSP koalisyon hükümetidir. I. Ecevit Hükümeti olarak anılmaktadır. 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Harekâtıbu hükümet döneminde yapılmıştır. Hükümetin kurulması aşamasında CHP ve MSP arasında kurulan koalisyon hükümetinin ortaklık şartlarını ve hükümetin hedefini belirlediği bir protokol imzalanmıştır.
1. Milliyetçi Cephe Hükümeti, 31 Mart tarihinde, Süleyman Demirel başbakanlığında kurulan sağ eğilimli bir ittifak hükümetidir. Söz konusu hükümet; AP, MSP MHP ve CGP koalisyonuyla oluşturulmuş, ve CHP'nin iktidar olmasını engellemek amacıyla kurulmuştur
5. Adalet Partisi-Milli Selamet Partisi - Milliyetçi Hareket Partisi Hükümeti (2.Milliyetçi Cephe)
41. hükümet, bilinen adıyla 2. Milliyetçi Cephe Hükümeti 5 Temmuz 1977 yılında kuruldu. Bu hükümet dışarıdan çok uyumlu gözükmesine karşın içten içe kaynıyordu. MSPliler AP'yi yolsuzlukla, MHPliler MSP'yi yeşil komünistlikle, MSPliler ise MHP'yi sokağı terörize etmekle suçluyordu. 1978'de AP'den ayrılan 11 milletvekilinin CHP'ye katılımıyla bu hükümet düştü ve CHPhükümeti kuruldu.
ve 90lar *
6. Doğru Yol Partisi - Sosyaldemokrat Halkçı Parti Hükümeti
49. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti 1991 erken genel seçimlerinin ardından DYP ve SHP ortaklığıyla kurulmuştur. Hükümet 30 Kasım 1991 tarihinde 164 red oyuna karşılık 280 kabul oyuyla kurulmuştur. 17 Nisan 1993'te Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümü ve ardından Başbakan Süleyman Demirel'in 16 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı seçilmesiyle beraber hükümet sonlanmıştır; ancak yeni hükümet kuruluncaya kadar Başbakanlığa Erdal inönü vekalet etmiştir.
50. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti, 1. Çiller Hükümeti, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı ve istanbul Milletvekili Tansu Çiller'in başkanlığında, 25 Haziran 1993 tarihinde kuruldu. Doğru Yol Partisi ile Sosyaldemokrat Halkçı Parti (18 Şubat 1995 tarihi itibariyle Cumhuriyet Halk Partisi) arasında kurulan koalisyon hükümeti, 5 Ekim 1995 tarihine kadar görev yaptı. 1995 yılında SHP, CHP ile birleşti ve bu sefer de DYP-CHP koalisyonu 6 Mart 1996'ya kadar devam etti.
1995 Türkiye genel seçimleri sonrasında 20. dönem TBMM oluştu. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel seçim sonrasında hükûmet kurma görevini 132 milletvekiliyle ikinci gelen Anavatan Partisi'nin Genel Başkanı ve Rize Milletvekili Mesut Yılmaz'a verdi. Anavatan Partisi 132 milletvekiliyle mecliste güvenoyu almak için yeterli milletvekili sayısına sahip değildi. Hükümetin kurulması için Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi 3 Mart 1996 tarihinde partiler arası bir koalisyon protokolü imzalandı.
Hükümeti kurma görevini seçimden birinci olarak çıkan Refah Partisi'nin genel başkanı Necmettin Erbakan'a verildi ancak Refah Partisi'nin mecliste güvenoyu almak için yeterli milletvekiline sahip olmaması nedeniyle Erbakan hükümeti kuramadı. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Demirel seçimde ikinci gelen Anavatan Partisi genel başkanı Mesut Yılmaz'a hükümet kurma görevini verdi ve Anavatan Partisi ile Doğru Yol Partisi ortaklaşa 53. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti'ni kurdular. Ancak bu hükümet yalnızca üç ay sürdü.
Hükümeti ANAP, DSP ve Demokrat Türkiye Partisi tarafından oluşturulan azınlık koalisyonu kurdu. CHP de hükümeti dışardan destekledi. Türkbank ihalesindeki yolsuzluk iddiaları üzerine CHP hükümete desteğini geri çekti. CHP hükümet aleyhinde gensoru önergesi verdi. Önerge TBMM tarafından kabul edilince güvenoyu almayan ANASOL-D hükümeti düştü.
11. Demokratik Sol Parti-Milliyetçi Hareket Partisi- Anavatan Partisi Hükümeti
18 Nisan 1999 genel seçimlerinden 1. parti olarak çıkan DSP tek başına Hükümet kuracak çoğunluğa sahip olmadığı için koalisyon kurma zorunluluğu doğmuştur. En fazla sandalyeye sahip partinin genel başkanı sıfatı ile 3 Mayıs 1999 Cumhurbaşkanı'ndan Hükümeti kurma görevi alan Bülent Ecevit, MHP ve ANAP ile görüşmelerde bulunarak bir koalisyon Hükümeti kurmuştur.