son hükümetin tek partili yönetim, tek partili muhalefet dönemini yaşatıp, halkı öldürdüğü devir sonrasında yapılan seçimlerde başa geçmesi beklenen hükümet şekli.
çoğulcu demokrasi sözünü götünden anlayıp "iktidardayım sayım var azına bile sıçarım lan"diyen (bkz: ergenekon)siyasi zihniyetler bu ülkede iktidarda olduğu sürece tek başına iktidar olan her siyasal görüş kendi faşizmini getirecektir.akp gelmiştir bunu yapmıştır.chp de gelse, mhp de gelse aynı bokun laciverti olucaktır.sonuç olarak demokrasi denen şeyin çoğulculuktan ziyade bireyin hak ve özgürlüklerini koruyan bir şey olduğunu anlayana kadar yurdum insanı için en mantıklı hükümet şeklidir.
tee en başından şekillendirilmesi gerekliydi bunun ki bi halta yarasın. zira demokrasinin kendi içerisindeki dalları, monarşinin iç dalları olduğundan, bu monarşik demokratik**partilerin iktidara geldiklerinde - iki veya üç farklı göruşe sahip adam gelmiş fikir diyaloğu kuralım aman da aman falan olmayacağı için - tek yarayacağı iş, bakanlar kurulu'nun yürütme görevini yavaşlatmak, sekteye uğratmak olur kanaatimce.
bir daha mı? asla! dediğim, duyunca allah korusun dediğim hükümet ortaklığı..
sadece yakın tarihi hemen hatırlayalım: (tarih aralıklarına dikkat!! hükümet ömrü ne kadarmış!!)
I. Çiller Hükümeti (25.06.1993-05.10.1995): dyp- chp. Eylül 1995 tarihinde yapılan CHP'nin 27. Olağan Kurultayı'nda ise Genel Başkanlığa Deniz Baykal seçildi. Başbakan Tansu Çiller, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile anlaşamayınca 20 Eylül 1995'te istifa etti.
II. Çiller Hükümeti (05.10.1995-30.10.1995): azınlık hükümeti. güvenoyu alamadı
III. Çiller Hükümeti (30.10.1995-6.03.1996): dyp-chp. seçim nedeni ile sona erdi
II. Yılmaz Hükümeti (6.03.1996-28.06.1996): DSP'nin dışardan desteğiyle ANAP-DYP azınlık hükümetini kurdu. Refah Partisi, 27 Mayıs 1996'da Başbakan Mesut Yılmaz hakkında gensoru önergesi verdi. Yılmaz, koalisyon ortağı DYP ile aralarında çıkan anlaşmazlık üzerine, gensorunun görüşülmesini beklemeden 6 Haziran 1996'da istifa etti.
Erbakan Hükümeti (28.06.1996-30.06.1997): Mesut Yılmaz'ın istifasının ardından hükümeti kurma görevi, Cumhurbaşkanı Demirel tarafından Konya Milletvekili Necmettin Erbakan'a verildi. Erbakan, RP-DYP koalisyon hükümetini kurdu. 8 Temmuz 1996'da yapılan güvenoylamasında 278 kabul, 265 ret oyu çıktı. 1 milletvekili çekimser oy kullandı. Erbakan, başbakanlığı ortağı Çiller'e devretmek üzere istifa etti, ancak Cumhurbaşkanı, görevi Yılmaz'a verdi.
III. Yılmaz Hükümeti (30.06.1997-11.01.1999): Yılmaz, ANAP-DSP-DTP ile azınlık hükümeti kurdu. Hükümeti CHP de dışarıdan destekledi. Başbakan Mesut Yılmaz hakkında verilen gensoru önergesinin, 25 Kasım 1998 tarihinde 314 oyla kabul edilmesi üzerine, hükümet düşürüldü.
IV. Ecevit Hükümeti (11.01.1999-28.05.1999): azınlık hükumeti.
V. Ecevit Hükümeti (28.05.1999 - 18.11.2002): Genel seçimlerden sonra, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Cumhurbaşkanı Demirel tarafından 3 Mayıs 1999 tarihinde hükümeti kurmakla görevlendirildi. Ecevit, DSP-MHP-ANAP koalisyonu hükümetini kurdu. Hükümet, 28 Mayıs 1999 tarihinde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından onaylandı. Hükümet, 9 Haziran 1999 tarihinde TBMM'den güvenoyu aldı. 536 milletvekilinin katıldığı güvenoylamasında, 354 milletvekili kabul, 182 milletvekili ret oyu kullandı. Ecevit, 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan erken genel seçimi Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kazanması sonucu 4 Kasım 2002 tarihinde hükümetin istifasını Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e sundu. V. Ecevit hükümeti, AK Parti Kayseri Milletvekili Gül'ün başbakanlığındaki 58. Hükümet'in kurulmasıyla fiilen sona erdi.
gerçekten rezalet.. 2 yılı bulan hükümet yok yahu! bunlar zaten iş yapamazdı! Allah bir daha yaşatmasın...
unutmak istediğim zamanlardan kalan bir terimdir efenim. gördüğünüz gibi liderlerimiz seçim süreçlerini birbirine bok atarak geçiriyor. koalisyon hükümetlerinde de liderler devlet yönetmekten çok birbirleriyle uğraştıkları için ülke bok olmaktadır afedersiniz. cidden düşman başına.
Japon ekonomisi %60 amerikan sermayesi olduğundan siyasiler pek önemli değildir.
Belçika nın.çevresinde boşluğunu bekleyen kimyasal komşuları yok.
Türkiye nin koalisyon hükümetiyle yönetilmesi gerileme demektir. Istikrar bu topraklarda bulunması zor maden.
belçika'da, japonya'da kötü etkileri göze batmayabilir ama türkiye'de enflasyonun tavan yapmasının sebebidir.
hadi bir örnek verilsin görelim "koalisyon hükumeti baştayken" türkiye çok iyi durumdaydı.
bizde en fazla iki yıl ama çok kez da iki yılı göremeden düşer, çokça deneyip asla başaramadığımızdır. şimdi bahsi bile geçmez, kötü üvey evlattır, çok dilimiz yandı.