sırf şu hayvanı görmek için bile Avustralya ya gidelebilir. hatta ağaç taklidi yapıp koluma yapışması için bile dua edebilirim. dünyanın en miskinhayvanı.
bunların yavruları vardır. o kadar tatlıdırlar ki anlatılamaz. insanlar hayvanat bahçesi tarzı yerlere gider ve bunları kucaklarına alırlar. onlar da normal bebekler gibi kucakta dururlar ve masum masum da etrafa bakarlar. yirim ben onları!
küresel ekonomik krizden etkilenip,Şubat ayında kapatılan mizah dergisidir.Şu anki piyasada bulunan mizah dergilerin çoğundan daha kaliteliydi.yazık oldu...
hayatı uykuda geçen, şu sıralar kendisini daha iyi anlayıp saygı duymaya başladığım miskin hayvan. akşam 8'de uyudum, sabah 6'da kalktım, şimdi yine uykum geldi lan. ben böyle hayat istemiyorum. ömrümün 17-18 saati uykuda geçsin istemiyorum. nasıl yaratıksın sen kuvala?
bir zamanlar aborjin memleketi olan güzelim avustralya kıtasının anglosakson'lardan sonra ikinci defa afedersiniz a.ına koyan sakinleridirler.
bu koala hayvanları kocaman kocaman ağaçların tepelerinde miskin miskin uykudan yeni kalkmış edasındaki mahmur gözleriyle ve en sevimli kıllı halleriyle salınır, yaprak koymaz yerler. tembellikleri ile bilinen bu sevimli hayvancıklar, konu sekse ve üremeye gelince nedense aynı oryantalist memleketlerin insanları gibi hiç de tembel bir tutum sergilemezler. bu eylemleri yüzünden son dönemlerde başları oldukça ağrımıştır. avustralyalılar bu yaratıklarla baş edemeyip, bir çoğunu kısırlaştırmak zorunda kalmışlardır.
hayvan türü olarak zannedilmekle birlikte aslında okaliptus ağacından çıkan bir uzantıdır. En dikkat çeken özellikleri bakışlarındaki derin anlam ve dinginliktir..
eve alma derdine düşmüşken neslinin tükenmekte olduğunu görüp üzüldüğüm, bir gün yok olursa arkasından gideceğim sevimli yaratık. abi kafese falan koyardık, okaliptüs ağacı alırdık; onları yerdi, ne bileyim, koala maması falan alırdık. zararsız hayvan zaten, gaza gelirse iki üç tırmık atar, höt diyince yatıyor bir daha da kalkmıyor zaten; çok şirin lan...