günün yarısından fazlasını uyuyarak geçiren gerisindede yediği ot yüzünden kafası kıyak gezen sırf üşengeçlikten 6 ay ana kucağında kalan minnoş bir hayvan, ama sinirlenince çok asi oluyolar.
su içmezler. sıvı ihtiyaçlarını okaliptüs yaprakları yiyerek karşılar. günün çok büyük kısmında yerler, biraz uyurlar ve su içmezler. tam bir uludağ sözlük yazarı tipi vardır.
bir hayvanat bahçesinde dinlediğime göre, koala'lar çok duygusal hayvanlarmış. hemen bağlanırlarmış. bu nedenledir ki, koalaları hiç sevmezlermiş. çünkü bir kere birinin ilgisine alışan koala, o kişiden aynı ilgiyi göremediğinde üzüntüden ölürmüş.
6 yaşında babama koala besliycem diye günlerce ağladım.(veteriner çocuğu ışte.)
Ayni dönem firavunla evleneceğim diye mısır a ucak bileti aldırdım.
Çocukken de çok hayalperestim.
bünyeleri uyuşuk değildir. yedikleri okaliptüs ağacı yüzünden böyledirler. (bkz: kafalar güzel) ayrıca parmak izleri vardır. sinirlendiklerinde ve dişilerini etkilemek için bir aslan gibi kuvvetli biçimde kükrerler. avustralyada yaşarlar, çiftleşmeye de üşendiklerinden nesilleri tükenme tehlikesi altındadır. bu kadar bilgi yeter.