yaratığın lağım faresi olmasından korktugumdan hala bir binanın birinci katı olan yerlerde tuvalete girmiyorum.tabi bu durumda arena deşifre gibi programların hiç suçu yok mu var elbet.
yaşayan ölülerin dönüşü daha yeni çıkmış, yeni dediysek bizde yeni, ozaman 2 sene sürerdi o filmlerin türkiyeye gelmesi, video kaseti var arkadaşlarda, onu izleyecez ama ozamanlar birbirine film anlatma falan vardı, filmi anlatmıştı biri bana, ama ne betimlemeler, sahne sahne ezberimde film yani, neyse o müthiş kalp çarpıntılarıyla kaseti videoya sürdük, o da ne, film en sonda, arkadaş dedi "geri saramam babam kızıyor, bozuluyormuş makine" aldık filmi geri sarma aleti olan birine götürdük sardırdık, geri döndük...*
neyse uzatmayayım o filmden sonra uzun süre, gözüm delikdeydi. *
rüya kapanı filmi vardı birkaç yıl önce orada adamın birisi tuvalete giriyor ve çıkmayınca merak ediyorlar kapıyı açıyorlar. adam klozetten kenara düşüp alttan 30 cm boyunda et obur * bir yaratık çıkıp diğerlerine saldırıyordu. yaratık çıkacak diye düşününce hep o gelir aklıma.
Yazlık gibi yörelerde görülen örnekleri sebebiyle pek de boş olmayan korku.
Altyapı inşaatları nedeniyle insanlarla yakın temasa giren fareler kimi zaman aç kaldıklarında evlere saldırmak için kanalizasyonu kullanabilirler. Son derece iyi birer yüzücü olan bu hayvanlar, evlerin tuvaletlerinden sızma teşebbüslerinde bulunurlar. O sırada sıçıyorsanız sallanan daşşaklarınız farenin gözüne lezzetli iki ceviz gibi görünebilir.
Kuşadası'nın tatil sitelerinin birinde (bkz: egelanya) kimi zaman fareler tuvaletten baş vermektedir ama sıçarken burun buruna pardon kıç buruna gelen insanları henüz duymadık.
bunu her düşündüğümde klozetteki yaratığa acıyorum. lakin ben ondan korkmuyorum ama o benden çok korkuyor. içimi döküyorum sürekli ona. (bkz: öğrenci bağırsanda neler olmaz ki)
korkuda unsur daha çok yılan ve fare ya da daha önce görülmemil bir yaratık üzerinde yoğunlaşılır.
halet-i ruhiyenin de etkisi olmakla birlikte komiktir ama insan kurmuyor da değil bazen.