tuvalette kitap okumayı seven ve acıyı çok sevmesine rağmen dokunan bir insan olarak benim için her türlü klozetin alacağı versus. ayrıca hijyen konusundaki eleştirilere katılmıyorum modern klozetlerin hepsinin kapak örtülerini değiştirebiliyosun. alaturka adamı sıçtığına pişman eder, sekiz pozisyonuna girersiniz iş üstündeyken, kalktıktan sonra bir kaç dakika yürütmez yemek yemeye tövbe edersiniz.
aklıma bir de askerlik şubesi başkanı olan bir abimizin askerlerin klozeti bilmediği için üstüne oturmak yerine üzerine çıkıp alaturka tarzı sıçtığını anlatması geldi. ne gülmüştüm arkadaş.
klozet açık farkla alır. alaturkanın hijyen açısından daha iyi olduğunu iddia etmek ancak hijyeni bilmemekle mümkündür. yahu kıç yıkamakta kullanılan sular yakın mesafeden kolayca sıçrıyor, neyin hijyeni? bacağa kramp girmesi, uyuşması, bacak ağrısından mütevellit acil iş görme zorunluluğunun kendisini dayatması, ayakların terlikle de olsa işenmiş yere basması filan gibi sakıncalara hiç girmiyorum...
amma ve lakin batı ülkelerindeki klozetler tam bir felakettir. taharet musluğu olmadığı için ıslak mendilleri veya ıslatılmış tuvalet kağıdını hazır etmeniz gerekir sıçmaya başlamadan önce. lazım gelen kağıt miktarı önceki hesabınıza uymazsa kuru tuvalet kağıdıyla baş başa kalırsınız. batılıların böyle hassasiyetleri olmadığı için kuru tuvalet kağıdıyla iş görürler. sonuç pek tatminkar değildir elbette temiz bir insan için...
Japonya'da el yıkama lavabosu tuvalete takılıdır. Ellerinizi yıkarken bir sonraki tuvalet kullanımı için gerekli olan su depolanır. Bu şekilde japonya her yıl milyonlarca litre su tasarrufu sağlıyor. Su kıtlığından muzdarip olduğumuz bu dönem de güzel bir icat. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2041607/+