eskiden yoktu ama son bir sene içinde başladı.otobüse biniyorum koridor tarafı koltuklara oturmazsam nefes alamıyorum, uçağa biniyorum cam kenarı falan hiç etki etmiyor kendimi kaybedecek gibi oluyorum, bir cafeye gidip oturunca durduk yere suratım kızarıyor nefes alamıyorum.lan hepsini geçtim alçak tavanlı tuvalete sıçamıyorum. bu ne boktan bişeydir arkadaş.
klostofobi krizi geçirmek için kapalı yere bile ihtiyaç duymayacak kadar beter durumda olanlar da var. kıç kadar asansöre kendimi sakinleştirerek binerim ama havaalanının hangar gibi bekleme odasında arkadaşın "uff şimdi bu uçağın da koltukları kıç kadardır, o yolu nası gitcez sıkış tepiş" demesiyle bayılabilirim. duruma göre değişebiliyor. tamamen selfkontroldür olayın sırrı.
bir araştırmaya göre klostrofobik insanlar aynı zamanda aşık olmaktan da korkuyormuş,bu da aslen şu anlama geliyor ki:kapalı alan korkusu soyut anlamda da yaşanabiliyor
temelinde oldukten sonra mezara konulacak olmanin oldugu korku. dar, kapali yerler insana mezari cagristirip sikinti yaratabilir. kisi en iyisi oldukten sonra beni yaksinlar diye icinden gecirerek kendini rahatlatmaya calisabilir. *
havaalanlarında check-in sırasında kötüye kullanılabilecek bir fobidir efendim bu. misal ben ne zaman uçağa binecek olsam check-in sırasında başlarım yazmaya. yok efendim "bende klostrofobi var, ben fenalaşırım. cam kenarı istiyorum, bir de acil çıkıştan verirseniz çok sevinirim... bıdı bıdı...".
her defasından da tutar bu ayak. gerçi bi keresinde geç kalmıştım check-in için, tüm cam kenarları dolmuştu. uçakta tiyatroculuğumu konuşturup bi güzel fenalaşma ayağı çekmiştim de acil çıkış, cam kenarına oturmuştum yine.
not: bu entryi tutup da "yazarların aslında demek istedikleri" başlığına "çok adi bir insanım" yorumuyla yazan taocudur, dombilidir, michael jackson'dur.
not2: fazla ele ayağa düşürmeyin bu numarayı da uyanmasınlar olaya.:)