güneş tanrı'sı ra'nın kızı. kimine göre bir tanrıça, kimine göre ise fettan kadının teki. imparatorluğunu eski gücüne kavuşturmak istiyen ve bu emeli için tüm kurnazlığı, politik dehası, efsanevi güzelliği ve baştan çıkarıcığını kullanan bir kadın sadece.
babasının vasiyeti üzerine erkek kardeşiyle evlenmiş hatta ensest ilişkiye girmiş eski mısır kraliçesi. zekası ve kadınsılığını kullanarak iktidarını sağlamlaştırmıştır. sezar'ın yardımıyla mısır kraliçesi olmuş, sezar'ın ölümünden sonra yerine geçen komutan tarafından odasına zehirli bir yılan gönderilerek intihar etmesi istenmiştir. intihar mı yoksa cinayet mi olduğu halen araştırılmaktadır.
Kleopatra (Ocak M.Ö.69 - 12 Ağustos M.Ö.30), Antik Mısır'ın son Hellenistik kraliçesidir. Asıl ünvanı VII. Kleopatra olmasına rağmen kendisinden önce gelenler unutulduğu için, kısaca Kleopatra olarak bilinir.
iskenderiye'de doğdu. Aslen Yunan olan Kleopatra, babası XI. Ptolemaios`un vasiyeti üzerine kardeşi ile evlendi. O zamanlar Mısır'da egemen olan Yunanlılar Mısır toplumuna karışmamak için kendi soylarından olan kişilerle evleniyorlardı, bu da akraba evlilikleri sonucu özürlü insanların doğumuna yol açıyordu. Babası öldüğünde 18 yaşında olan Kleopatra tahta çıktı. Halkın içine girebilmek ve halkın kendisini benimsemesi için kendini Mısır dinine verdi. Kardeşi tarafından iktidardan uzaklaştırılıp sürgüne yollandı.
Kleopatra iktidara yanında büyük Roma imparatoru Sezar ile geri döndü. Kleopatra'nın bir halı içinde Sezar`ın sarayına girdiği ve bu büyük kralı kendine aşık ettiği rivayet edilir. Bu olaydan sonra kardeşi, kimsenin bilmediği bir sebeple Nil sularında boğuldu.
Kardeşinin aradan çekilmesi ile Kleopatra tek başına iktidar koltuğuna oturdu. O sırada Sezar'dan bir çocuğu oldu ve minik Sezarius`u alıp Roma'ya gitti. En büyük hayali, iki imparatorluğu birleştirip Büyük iskender'in hayali olan bilinen tüm dünyaya sahip olmaktdı. M.Ö. 44'te Sezar ölünce bu hayallerini ertelemek zorunda kaldı.
Sezar ölünce Roma imparatorluğu, tahta çıkan Octavio (Sezar'ın yeğeni) ve Marcus Antonius arasında ikiye ayrıldı. Doğu artık Marcus tarafından yönetilmekteydi ve ilk işi de Mısır'ı ziyaret oldu.
Antonius Kleopatra'ya delice aşık oldu.Bir süre Tarsus'da yaşadılar ve bu yıllarda Octavius`a savaş açtılar. Actiumda yapılan savaşta Kleopatra ve Marcus kaçmak zorunda kaldı. iskenderiye'deki sarayına dönen Kleopatra'nın kendisini bir kobraya sokturarak intihar ettiği rivayet edilir. Öldüğünde 39 yaşındaydı.
9 dil bilen Kleopatra zeki bir kadındı ama herkesin sandığı gibi çok güzel değildi.
ülkemiz turizmcilerinin iddiasına göre antakya dan çanakkale ye kadar olan tüm kıyı şeridindeki her koy da denize girmiş olan seksi hatun kişisi. nereye tatile gitseniz aynı geyiği mutlaka dinlersiniz. ya kleopatra da burdan denize girmiş de yok bik bik de. e yuh yani...bu hatun tüm taillerini türkiye de geçirmiş olsa bile bu kadar plaj gezemez. ayrıca o devirde tatil ne lan...amma saçma...
eşsiz cazibesini sadece ve sadece shakespeare'e borçludur. onun karakterinde shakespeare'in düşlerinden doğan bütün kadın tiplerinin özellikleri vardır ve bütün kadın özelliklerinin sembolüdür. aslında mısır kraliçesi kendi kişiliği etrafında böyle bir sihirli hava yaratmaktan acizdir. kleopatra'nın karakteri, herkesce benimsenen ahlak ölçülerine göre değerlendirilirse önemli kusurları olduğu görülür; kleopatra, dürüstlük, sadakat ve cesaretten yoksundur. ihtirası uğruna roma imparatorluğuna meydan okumuştur. korkak bir çocuk gibi actium deniz savaşından kaçmış bu davranışıyla sevdiği insanı mahvetmiştir.
Zeki ve karizmatik kişilik, markus antonius'un eşi; fakat sanıldığı gibi büyüleyici bir güzelliği yoktur, hatta çirkindir..diğer bir çirkine bakınız vermek gerekirse
sezar'dan sonra antonius o öldükten sonra da augustos'a kapaklanmış hatun yönetici. sırf yakılan iskenderiye kütüphanesinin acısını çıkartmak için (yoksa bilgiyi seven bir olduğu için değil) bergama'daki canım parşömen kütüphanesinin en az yarısını antonius'a yaptığı kurlarla gösterip vermeme tatktikleri ile mısra taşıttırmış, sonuçta antonius dalgayı avuçlarken bizler de bu muazzam arşivin bu topraklardan gitmesine yanmışızdır! çok politik bir kadın vesselam!
şu ana kadar çok güzel olduğu bilinen fakat çirkin ve şişman olan mısır krliçesi. güzel olan kendisi değil yüzüne yaptığı o mükemmel ve meşhur makyajıymış.
Julius caesar'ın da marcus antonius'unda aşık oldugu , tarihte aslinda tasvir edildigi kadar guzel olmadigi tombul ,kısa boylu, kısacası akdeniz kadını diye tabir edebilecegimiz minyon bir yapıya sahip oldugu zaman zaman soylenmis olan, mısır kralicesi.
Kralice olmasindada kendisini ufak erkek kardesi ve onun mudilerinin elinden kurtaran sezarın buyuk rol oynadıgı bilinir.
Actium deniz savasinda marc anthony'yi yalniz birakarak -ki savas onun yuzunden cikmisti desem kimse bana bisey demez- antonius ustunken ve iyi pozisyon almisken savasin kaybedilmesine ve dolayısıyla antonius'un olumune yol acmistir.
yanlis hatirlamiyorsam ,bir koyluye siparis ettigi zehirli bir yilana kendisini sokturarak intihar ederek ölmüstü.
j.caesar'in takintisi ,antonius'un olum sebebi,romanin bas belasi.
Kartacali komutan Hannibal, köle Spartacusden sonra romaya en cok zarar veren ucuncu sahsiyet diyebilirim.
hoşuna giden her erkekle çekinmeden birlikte olduğu rivayet edilir. hatta şehvete o kadar düşkün ve o kadar seks delisi bir kadınmış ki, tarihte birkaç erkekle aynı anda seviştiğine dair kanıtlar bulunmuştur. grup seksin piri de diyebiliriz kendisine.
şimdi yaşasa kesin saçlar sarıya boyanır,gözüne ray banlari takar,solarium'a da girer piyasa yapmak için cadde'de de takılır dediğim eski zaman güzeli.
(bkz: oysa bizim zamanımızda böylemiydi azizim)