aslen helenistik kültürün uzantılarından akseden bir soydan gelir ki, kimi tarihçiler onun zürriyetini büyük iskender e kadar bağlar. bunla birlikte kendisi, kimisinin dediği gibi zenci falan değildir, saf kan makedondur. sezar, cumhuriyet rejmine sahip roma imparatorluğunda diktatörlüğünü ilan ettiğinde, mısır'a doğru yola koyulur. mısır da tanıdığı mısırlı bir idarecinin çalışma odasında, başı kağıtlara gömülü çalışır haldeyken, huzuruna bir adamın gelmek istediğini söylerler. sonra sezar: "buyursun gelsin!" deyince, takriben 2 metre boyunda, endamlı dev gibi bir herif içeri girer. sağ omzunda da bir halı vardır.
adam, halıyı yere koyar, halı çevrilerek açılır. içerisinden, bacakları açıkta kalacak şekilde mor bir kıyafet giyinmiş, belinde altın kemeriyle 17 li yaşlarda çıtır bir mısırlı hatun çıkar. o kleopatradır. kendisine sunulanı alan sezar, onu roma ya götürür. o sırada biseksüel olan sezar, evlidir de. bu da bir nevi metresi olmaktadır.
keopatra yaklaşık 2 sene romada kalır. ama romalılar şımarık bir yabancı olan kleopatrayı hiç sevmezler. diktatörlerinin yanında bir yabancı istemezler.
bu 2 yıl sonunda, olmayacağını anlayan sezar, kendisini babaevi ne mısır a yollar. kimi tarihçiler ve bazı popüler diziler, kleopatra nın sezardan değil de, onun bir muhafızından çocuk sahibi olmak istediği konusunu işlemişlerdir ki, kleopatra hanedanda söz sahibi olabilsin.
son tahlilde, hem biseksüel hem de zürriyetsiz olmayan sezar'ın kendisinden çocuk sahibi olma ihtimali vardır. bunu, bir metresinden gayrimeşru çocuğu olan brütüs ün doğumuyla anlayabilmekteyiz.
roma tarihinde adı geçen kişidir. ilginç bir ek bilgi olarak;kleopatra, cariyelerinin memelerine altın iğneler batırır, onların çığlıklarından, acı içinde kıvranmalarından haz alırmış.
marcus antonius ile yaşadığı aşk sonrasında bir kadının erkek üzerindeki hakimiyetini tüm dünyaya sergilemiş kendisi. bir kadın eğer severse ne kadar çok entrika çevirebileceğini de bizlere kanıtlamış.
yaşadığı aşklarla, güzelliği ve çevirdiği entrikalarla meşhur, shakespeare'in oyunlarına da konu olmuş mısır kraliçesi.
--spoiler--
ben size anlatayım.
içinde bulunduğu tekne, yaldızlı bir taht gibi,
yanıyordu suyun üstünde.pupası dövme altındandı;
mor atlastan yelkenleri öyle hoş kokuyordu ki,
rüzgarlar sevdalanıp hasta düşmüştü.
flütlerin müziğine eşlik eden gümüşten kürekler
suya dalıp çıktıkça, sular da büyülenmiş gibi,
daha bir hızla seyirtiyordu peşlerinden.
kleopatra'nın kendisine gelince, tarife sığmaz o.
sırma işlemeli çadırında sere serpe uzanmıştı.
venüsün ressamı nasıl doğayı aşmışsa resmini yaratırken,
kleopatra da resimdeki venüsü aşmıştı o haliyle.