güzelliği her ne kadar tartışılsa da zekasından sual olunmayacak mısır kraliçesi.
babası tarafından çocuk yaştaki kardeşiyle evlenmeye zorlanmış. daha sonra kardeşi tarafından da tehdit olarak görülüp sürülmüştür. o zamanlar mısır roma'nın tebası olduğu için bir şekilde git geller sırasında sezar'ı kafalamış ve kardeşini öldürtüp tahta geçmiştir. sezar'dan bir çocuğu olduğu da rivayetler arasındadır. sezar öldürüldükten sonra da onun yancısı ve muadili marcus antonius ile işi pişirmiş fakat onun da octavius'a yenilmesiyle sırra kadem basmıştır.
Julius caesar'ın da marcus antonius'unda aşık oldugu , tarihte aslinda tasvir edildigi kadar guzel olmadigi tombul ,kısa boylu, kısacası akdeniz kadını diye tabir edebilecegimiz minyon bir yapıya sahip oldugu zaman zaman soylenmis olan, mısır kralicesi.
Kralice olmasindada kendisini ufak erkek kardesi ve onun mudilerinin elinden kurtaran sezarın buyuk rol oynadıgı bilinir.
Actium deniz savasinda marc anthony'yi yalniz birakarak -ki savas onun yuzunden cikmisti desem kimse bana bisey demez- antonius ustunken ve iyi pozisyon almisken savasin kaybedilmesine ve dolayısıyla antonius'un olumune yol acmistir.
yanlis hatirlamiyorsam ,bir koyluye siparis ettigi zehirli bir yilana kendisini sokturarak intihar ederek ölmüstü.
j.caesar'in takintisi ,antonius'un olum sebebi,romanin bas belasi.
Kartacali komutan Hannibal, köle Spartacusden sonra romaya en cok zarar veren ucuncu sahsiyet diyebilirim.
aslen helenistik kültürün uzantılarından akseden bir soydan gelir ki, kimi tarihçiler onun zürriyetini büyük iskender e kadar bağlar. bunla birlikte kendisi, kimisinin dediği gibi zenci falan değildir, saf kan makedondur. sezar, cumhuriyet rejmine sahip roma imparatorluğunda diktatörlüğünü ilan ettiğinde, mısır'a doğru yola koyulur. mısır da tanıdığı mısırlı bir idarecinin çalışma odasında, başı kağıtlara gömülü çalışır haldeyken, huzuruna bir adamın gelmek istediğini söylerler. sonra sezar: "buyursun gelsin!" deyince, takriben 2 metre boyunda, endamlı dev gibi bir herif içeri girer. sağ omzunda da bir halı vardır.
adam, halıyı yere koyar, halı çevrilerek açılır. içerisinden, bacakları açıkta kalacak şekilde mor bir kıyafet giyinmiş, belinde altın kemeriyle 17 li yaşlarda çıtır bir mısırlı hatun çıkar. o kleopatradır. kendisine sunulanı alan sezar, onu roma ya götürür. o sırada biseksüel olan sezar, evlidir de. bu da bir nevi metresi olmaktadır.
keopatra yaklaşık 2 sene romada kalır. ama romalılar şımarık bir yabancı olan kleopatrayı hiç sevmezler. diktatörlerinin yanında bir yabancı istemezler.
bu 2 yıl sonunda, olmayacağını anlayan sezar, kendisini babaevi ne mısır a yollar. kimi tarihçiler ve bazı popüler diziler, kleopatra nın sezardan değil de, onun bir muhafızından çocuk sahibi olmak istediği konusunu işlemişlerdir ki, kleopatra hanedanda söz sahibi olabilsin.
son tahlilde, hem biseksüel hem de zürriyetsiz olmayan sezar'ın kendisinden çocuk sahibi olma ihtimali vardır. bunu, bir metresinden gayrimeşru çocuğu olan brütüs ün doğumuyla anlayabilmekteyiz.
Kleopatra (Ocak M.Ö.69 - 12 Ağustos M.Ö.30), Antik Mısır'ın son Hellenistik kraliçesidir. Asıl ünvanı VII. Kleopatra olmasına rağmen kendisinden önce gelenler unutulduğu için, kısaca Kleopatra olarak bilinir.
iskenderiye'de doğdu. Aslen Yunan olan Kleopatra, babası XI. Ptolemaios`un vasiyeti üzerine kardeşi ile evlendi. O zamanlar Mısır'da egemen olan Yunanlılar Mısır toplumuna karışmamak için kendi soylarından olan kişilerle evleniyorlardı, bu da akraba evlilikleri sonucu özürlü insanların doğumuna yol açıyordu. Babası öldüğünde 18 yaşında olan Kleopatra tahta çıktı. Halkın içine girebilmek ve halkın kendisini benimsemesi için kendini Mısır dinine verdi. Kardeşi tarafından iktidardan uzaklaştırılıp sürgüne yollandı.
Kleopatra iktidara yanında büyük Roma imparatoru Sezar ile geri döndü. Kleopatra'nın bir halı içinde Sezar`ın sarayına girdiği ve bu büyük kralı kendine aşık ettiği rivayet edilir. Bu olaydan sonra kardeşi, kimsenin bilmediği bir sebeple Nil sularında boğuldu.
Kardeşinin aradan çekilmesi ile Kleopatra tek başına iktidar koltuğuna oturdu. O sırada Sezar'dan bir çocuğu oldu ve minik Sezarius`u alıp Roma'ya gitti. En büyük hayali, iki imparatorluğu birleştirip Büyük iskender'in hayali olan bilinen tüm dünyaya sahip olmaktdı. M.Ö. 44'te Sezar ölünce bu hayallerini ertelemek zorunda kaldı.
Sezar ölünce Roma imparatorluğu, tahta çıkan Octavio (Sezar'ın yeğeni) ve Marcus Antonius arasında ikiye ayrıldı. Doğu artık Marcus tarafından yönetilmekteydi ve ilk işi de Mısır'ı ziyaret oldu.
Antonius Kleopatra'ya delice aşık oldu.Bir süre Tarsus'da yaşadılar ve bu yıllarda Octavius`a savaş açtılar. Actiumda yapılan savaşta Kleopatra ve Marcus kaçmak zorunda kaldı. iskenderiye'deki sarayına dönen Kleopatra'nın kendisini bir kobraya sokturarak intihar ettiği rivayet edilir. Öldüğünde 39 yaşındaydı.
9 dil bilen Kleopatra zeki bir kadındı ama herkesin sandığı gibi çok güzel değildi.
şimdi yaşasa kesin saçlar sarıya boyanır,gözüne ray banlari takar,solarium'a da girer piyasa yapmak için cadde'de de takılır dediğim eski zaman güzeli.
(bkz: oysa bizim zamanımızda böylemiydi azizim)