genelde hayatımın güzel mevsimlerinde denk geldiğim için , düşüncesi tebessüm ettiren olaydır. klavyeye çay dökülür , sonra hayat devam ediyordur ya hani, hemen toparlanılır değil mi , silinir ortalık çabukcak , bir heyecan gelir. bu sakarlığı yapan kişi ile dalga geçilir bi süre. ve yeni çay konur. yani bakınca bak yeniye gidilir normalde karşıdan bakıldığında durum öykünüz olacağına , olay öykünüz olur. yani entropiniz artar. entropiniz artığı için bu olayı evren de sever kesin.merhaba evren.
klavyeye sıcak çay döken kullanıcının ice tea yi üfleyerek içmesine neden olacak sakarlığıdır. lakin * bazı parlak zeka sakarlar ise o ice tea yi bilenem klavyeye büyük bir ustalıkla dökebilmekteler. döktük, sonuç ne oldu? klavyemin sağ alt köşesindeki 4 tuştan herhangi birine bastığımda, ya basık kalıyor, ya da çatır çutur sesler çıkartıyor.
hızlı yazam uğraşı içindeyken hem yazarım diğer elimle hem de çayımı içerim ne olmuş dememle beraber okunmuş mudur nedir olan çayın klavyeme bir güzel afiyet oldu..
kahveyle aynı etkiyi yapacağından en iyi ihtimalle sol ok tuşunun çalışmamasına neden olacak olan ve bu tuşun ne kadar önemli olduğunu her kullanamadığınızda hatırlayacağınız ve kahrolacağınız durum.
(bkz: kendimden biliyorum)