--spoiler--
hatanın en büyüğünü bu mesleği para için seçmiş salaklar yapmaktadır. ondan sonra oflar puflarlar. ilkönce mesleği sevmek lazım. yaptığın işi sevmek lazım.
hastaya müşteri gözüyle bakarsan müşteride kazıklandığını anladığı an bıçağı dayar sana.
hasta müşteri değildir. hastadır . kafası bozuk siniri bozuk endişeli muhtemelen korku dolu kişidir.
doktor kişi ise bu işin profoyenelidir. yani deri işçsinin zırmık kokusundan şikayet edememesi gibi doktor bunu kabullenmeli ve işini severek isteyerek yapmalıdır.
10 dakkida bir saatine bakan doktor en büyük kötülüğü kendine yapar.
türkiyede en büyük hata 10 senelik tıp eğitiminde doktor adayına hasta psikolijisi ve hasta ile ilikiler diye bir dersin verilmemiş olmasıdır.
doktor kardeş hasta ile nasıl konuşması gerektiğini bile bilmemekte sanki süpermarket kasiyeri edasıyla hastasıyla iliki kurmaktadır.
malesef bu boşluk böylesine acı trajedilere yol açmaktadır. Allah vefat eden doktora rahmet eylesin.
--spoiler--
beyefendi (#15220998) nolu entrysinde böyle demiş.
EŞi VE ÜÇ OĞLU DOKTOR OLAN BiR ANNENiN YAZISI!
Bugün doktor olan oğlum, yoğun bakımda durumu ağır olan hastası fenalaşınca, poliklinikteki hastasını bırakıp aciliyeti olana koştu. Saatler süren operasyon geçiren hastasını kurtarabilmek için bir kez daha canla başla çalıştı. Poliklinikteki sırasını bekleyen (durumu acil olmayan) hasta ortalığı birbirine kattı 'ölmeyi hak ediyorsunuz' diye.
Arkadaşlarıyla doyasıya gezemedi
Evet! Benim oğlum ölmeyi hakediyor. Çünkü, daha ilkokulda cumartesi, pazar, kar, soğuk, yağmur demeden uykulu gözlerle dersaneye gitti, daha başarılı olabilmek için. Aynı tempo ortaokul ve lisede de devam etti. Bir kez olsun arkadaşlarıyla doyasıya gezemedi. Kış boyunca gösterimdeki filmlere gidemeyip, 'yaz sezonu tekrar gelir o zaman seyrederim' diye umut etti. Benim doktor oğlum gençliğini yaşayamadı. Üniversite sınavında başka bir şehrin tıp fakültesini kazandı. Bir gün bile ayrı kalmadığım, daha bebekken ağlamasın diye sırtıma çarşafla bağlayıp, bulaşık yıkadığım oğlumu gurbete yolladım. Sırf ağabeyi ve babası gibi doktor olsun, insanlara şifa dağıtsın, hayır duası alsın diye. Ama yokluğuna bir türlü alışamadım, arkasından her gün ağladım.
Yıllarca gidip geldik destek olalım diye
Bir öğrenci evinde kaldı oğlum. Başlangıçta zor günlerdi. Elini sıcak sudan soğuk suya sokmadığım oğlum yemek yaptı arkadaşlarına, bulaşık yıkadı, tuvalet temizledi. Bir gün dahi gurura kapılmadı, 'kolej mezunuyum, varlıklıyım' diye. Zordur tıp fakültesi, bir okuyan bilir, bir de ailesi. Hiç boş saati, boş günü yoktur. Anfi dersi, laboratuvar, stajyerlik, intörnlük derken gecesi gündüzü kalmaz. iki şehir arasında yıllarca gidip geldik oğlumuza destek olalım diye.
Benim oğlum gurbette sabahları kahvaltı yerine simit yedi yıllarca, karnını doyuracak annesi yanında olmadığı için. Çok zor yıllardı hepimiz için, onu ilk kez bırakıp geldiğim gün daha dün gibi aklımda. Özlem yıllarca sürdü ve nihayet oğlum babası ve ağabeyi gibi doktor oldu.
Kurşun geçirmez yelekle operasyonlara katıldı
Sonra zorlu süreç tekrar başladı. Pratisyenken bir yıl askerlik yaptı Güneydoğu'da. Kurşun geçirmez yelek giyip operasyonlara katıldı. Mehmetçiğe şifa dağıttı. Daha sonra TUS denilen ihtisas sınavını kazanabilmek için iki yıl dersane-kütüphane arasında koşturup beyin cerrahi bölümünü kazandı.
Aralıksız 36 saat çalıştığı nöbetler
Asıl maraton şimdi başlamıştı oğlum için. Uzun süren ameliyatlar, aralıksız 36 saat çalıştığı gün aşırı nöbetler derken ayakta durmaktan toplar damar yetmezliği gelişti ve bacaklarında yaralar oluştu. O kadar yoğun çalışıyordu ki, kendisi gibi doktor olan eşini ve yeni doğmuş bebeğini nadiren görüyordu. Evet benim oğlum bütün bunlardan dolayı ölmeyi hak etti! Asistanlık bittikten sonra oğlum ve eşi uzman oldular, Türkiye'nin bir ucuna mebcuri hizmete, düzenlerini bırakıp gittiler, hem de seve seve. Bizim için hasret tekrar başladı. Anne-baba olup da çocukları yanlarında olmayanlar evlat hasretini iyi bilir. Her gün dua ettim yuvalarına, ait oldukları yere geri dönebilmeleri için. Boş evlerinde yanlarında götüremedikleri çiçekleri solmasın diye sularken ağladım günlerce.
Gişedeki memuru da düşünüyor musunuz
Sen ey, oğlum başka birinin hayatını kurtarıyor olduğu için muayenesi 15 dakika geciken hasta! Oğlumun ölümü hak etmesinin sebebi iyi bir insan, iyi bir doktor, iyi bir evlat, iyi bir eş ve iyi bir baba olması mı? Devlet dairelerinde, bankalarda ve daha başka nice yerde, lüzumsuz yere kuyrukta bekletilirken, gişedeki memuru da öldürmeyi düşünüyor musunuz? Vicdanınız hastaneye gelince mi köreliyor yoksa zaten vicdansız mısınız?
Hedef gösterenler kendinizden utanın
Ben, eşi ve üç oğlu doktor bir anne olarak doktora şiddet uygulayan veya aklından şiddet uygulamayı tasarlayan vicdansızlara hakkımı helal etmiyorum! Doktorları üç-beş oy uğruna topluma hedef gösterenler, hasta hakkı deyip, doktorun hakkını elinden alanlar, kendinizden utanın! Kırkbeş yıllık bir hekim eşi olarak doktorların böyle bir muameleye layık görülmesini esefle kınıyorum. Eğer Allah bana ömür verirse torunlarımın doktor olmaması için elimden geleni yapacağım.
(#17434932)dar bakış açısı olan yazardır,
okuma yazma bilmeyen 5 milyon türkiye cumhuriyeti vatandaşının 3 milyonu kürtdür ve bu kürtler oylarını yüzde 80 oranında bdpye vermektedir,hakan bayraktar sonar anketleri kaynaktır
siyasete banyo penceresinden bakınca senin gördüğün gibi görünüyor dostum.
(#14772524) nolu entrysi ile tarihten de, harp etmekten de zerre kadar anlamadığını belli eden troll.
Hükümdar veya komutan, en önde mi savaşsın istiyorsun? Onu da geçtim sen Fatih'in ne kadar çadırında kalıp ne kadar kılıç salladığı bilgisini nereden aldın?
Fethin planlarını kim çizdi, istanbul surlarının her metrekaresinin ölçülerini ezbere bilen kimdi, rumeli hisarını kim yaptırdı, gemileri karadan yürütme çılgınlığını kim düşündü? Hadi geç canım.
Komutan mecbur kalmadıkça sıcak çatışmaya girmez, onun görevi askerlerini en uygun şekilde yönlendirmektir. Disiplinin bozulmamasını sağlamaktır. Bu dersi burada vermek zorunda kaldığım için üzgünüm.