türkçe sözlerin çok basit durmasından kaynaklanır**. ingilizce yazmaktaki asıl amaç okuyanın hemen anlamamanısı istemektir. belki hastalıklı bir davranış*. ama aklınızı başınızdan almayan türkçe bir söz olmadıkça* yabancı dilde yazmak daha gizemli durur. yada bana çok sıkıntı veriyor hiçbir mesaj içermeyen türkçe sözler.
anlatılmak istenileni türkçe ifadelerde bulamayan,kelimelerin kifayetsiz kaldığı durumlarda, ikinci bir dile başvurulan olay. örn: ''protect me from what i want.''
tüm yazılanlar dışında, bazı ingilizce sözcük veya kalıpların türkçe yazılması durumunda aynı duyguyu veremeyeceğine inanılarak yapılabilecek durumdur. tarihte benim de bunu hissettiğim zamanlar olmuştur.
ama ingilizce ileti yazar mıyım. no. thanks. bye.
evet, şarkı sözü yazmışsındır, bir kitaptan, bir filmden alıntı yapmışsındır, yazarsın; ama kendi kendine ingilizce cümle kurup onu kişisel ileti boşluğuna neden geçirirsin, güzel kardeşim? (şimdi güzel kardeşim filan dediğime bakma, sövecem birazdan!) kişi listenin çoğunu türkçe bilmeyenler oluşturuyormuş gibi.
hayır, bak, adamakıllı bir cümle kursa ona bile ses çıkarmayacağım, ama yazdığına bak lan şunun: "be innocence! ıf not, don't thınk them!" (evet, "ı"yı da küçük yazmış) neresinden tutsam orasından kopuyor amigo cümle. herifçioğlu sözlüğe bakıp cümle kasıyor lan sırf ingilizce bir şeyler bildiğini gösterebilmek için. nereden bildiğimi sorma, söyleyeyim, "innocent olacaktı" diye mal gibi düzeltemeye çalıştığımda cümlesini, şöyle savundu kendisini: "sözlüğe baktım da isim hali innocence yazıyodu la! yanlış mı okudum yoksa?" ulan, adam genel dilbilgisi kurallarından bile habersiz, "masum ol" cümlesindeki "masum"un aslında sıfat olduğunu bilmiyor, ingilizcesini de bilmiyor, ama ingilizce cümle kuracağım diye çırpınıyor hâlâ. sana cümle kurmayı bile yasaklamak lazım olm aslında. nesin lan sen? basitçe "or" yerine bir de türkçeden faydalanarak "if not" uydurmuş it yavrusu.