zamanında ferrarisini satan malın tekiyle ilgili bir kitap okumuştum. yok efendim 20 yaş gençleşmiş de zayıflamış da artık mutluymuş da. hatırladığım tek çözüm de bir odada bir adet güle bakmaktı. neyse efenim saçmalıktır, okumayın yaşayın. bu kişisel gelişim kitapları sadece yazan kişiye yarıyor.
çok ünlü birinin kitabını okuyordum. deneyeyim dedim.
adam başlamış ajitasyona. vay efendim fakirdim. vay efendim çok okudum iş buldum. çabalayın sizde yapabilirsiniz.
ulan dalyarrak. fakirim diyorsun, bilmem ne öğretmeni tutmuşsun. hayattan beklentim kalmamıştı diyorsun ama ölmeyecekmiş gibi okuyorsun. yok neymiş iyi işlerde çalışmışmış. amcık ağızlı hadi girsene düzgün bi işe bakayım. ankara'da dayın yoksa kimse alacak seni işe?
polyannacılık oynamak için bire bir bu kitaplar. okuyup bide gaza gelenler yok mu? hastasıyım amk. en büyük sıkıntıları zaten bu tiplerin götlerinde çıkan sivilce.
birçoğu; gözü ağrıyan askere doktorun "6 ay yeşile bak geçer" demesine eşdeğer yarar sağlayan kitapları okuyan insandır. leo buscaglia'nın intihar ettiği dünyada ne kadar faydalı bir şey yaptığı tartışılır.
Hikayedeki mal benim. 6 ayda 16 tane kişisel gelişim kitabı okumuşum. Üstelik sadece başarı değil başarısızlıklardan öğrenmeyi de değerli bulduğumdan öyle şeyler de okuyorum. Sonuç ne derseniz, okuduğunuzu anlayabiliyorsanız faydası oluyor. Yoksa koca kitaptan aklınızda sadece odadaki Gül kalıyor. *
Ahmak kişidir. Çünki o kitaplarda bir metodoloji uygulanırken bin denek denenir. Bunlardan sadece başarılı olan bir kaç kişi sanki o metodun doğruluğunun kanıtı gibi gösterilir. Kaybeden, metodun tutmadığı 998 kişiden asla bahs edilmez.
O tip kitapların yerine Prof.Dr. nevzat Tarhan ve Prof. Dr Kemal sayarın kitapları okunsa en azından insan kendini ve çevresini tanır. Farkındalığı artar.