Dedem yaşındaki adamın durakta beklerken yanıma gelip yenge Eminönü durağı ne tarafta diye sorduğu an. Yenge ne lan diyememek ne diyon amca diyememek ikinci peron demek sonra da gülsem mi ağlasam mı bilememek.
Ölümü daha fazla düşünmeye ve varlığını sorgulamaya başlar. Ateistler in 40 ın dan sonra inanmaya baslamalarının sebeplerinden biriside budur diye düşünüyorum. Çünkı 68 kuşağı komünizm ayağına ateistlıgı seçenlerın çoğu şu anda namaz kılıyorlar, oruç tutuyorlar, hacca gidiyorlar.
ilk okul arkadaşlarının evlendiği haberini aldığın zaman. gerçi yaş 21, tuhaflık onlarda ama olsun lan, 10 sene önce top oynadığın insanların evlendiğini duyunca insan bir "vay aq" olmuyor değil.
Kişinin kendisinden küçüklerin muhabbetine kulak misafiri olduğu andır.
Bugün kardeşim ve kuzenim yanımda muhabbet ederlerken kuzenim kardeşime "bana neden görüldü çektin lan" deyince ürperdim. Görüldü çekmenin ne olduğunu anlamama rağmen ne olduğunu sordum, güzel güzel açıkladılar. Çocuğum, neden gördün de cevap vermedin desenize gibi bir şeyler söyleyince de "o çok uzun abla ya" karşılığını aldım. Bu karşılığın üzerine "ulan ben daha yirmi bir yaşımdayım neden bana dedenize ninenize davranır gibi davranıyorsunuz insafsızlar!" diyemedim. Bütün sözlerimi tek tek yutup yaşlandığımı kabullendim, ilk defa.
Bunun bu kadar koyan bir şey olduğunu bilmiyordum ben ya.
Şakaklara düşen beyazların gün geçtikçe artmasına şahit olmak. Bir de, geçenlerde gidilen nişanda, sevdiğim çocukların babalarının, "aa bak faideli amcanı, enişteni tanıyor musun sen?" Demesi. Bir an, emekli amca gibi hissettim kendimi resmen.