bugün

yaş aldıkça yakınlarından sürekli birilerinin vefat etmesi. ölüm insanı olgunlaştıran en büyük olgudur. bu hayatın gerçeklerini kavratır, düşündürür, sorgulatır. sabrı öğretir, acıyı öğretir. bir diğeri ise ekonomik sorumluluk. küçük yaşlarda hayata pembe gözlükte bakıyoruz çoğumuz. babamız veya annemiz çalışır bize bakar herhangi bir para sıkıntımız olmazdı. ama büyüdükçe artık annenizden veya babanızdan para almaya çekinirsiniz. kendi ayaklarınızın üzerinde durmayı öğrenirsiniz. iş hayatına atılırsınız. işte burada insan gayet iyi olgunlaşır.
Dosdoğru olmanın çok zor olduğunu anladığında tekâmülü fark eder. Güvenilir ve sorumluluk sahibi olduğunda olgunlaşmakta olduğunu hisseder. Hayatın sillesini yiyip, yine de hamdedip haline razı olup tüm elemlere sabredip dimdik ayakta durduğunda, bu olgunlaşmanın asla bitmeteceğini farkettiğinde..
Sevdiklerinin kefenli vücudunu toprağa yerleştirdikten sonra tahtalar ile kapıyorsan ve üstüne ilk toprağı sen atıyorsan. işte o an büyüyorsun, geri kalan hiçbir şey eskisi gibi olmuyor.
Yaşıtlarından kendini yaşlı hissettigin an.
Olgunlaştım mı ben dur o zaman bir saniye geçmişe götümle gülmem gerek ay götüm asdgshs.
Kişinin artık yorulduğunu ve pek çok şey için değmez diye düşündüğü andır. Kılınız bile kıpırdamamaya başlar artık çok şey için, hayalinizdeki resimler bile soluklaşmıştır. Bir adım kalmıştır pek çok şeyin başlangıcına.
insanlara ve yaptıklarına eskisi kadar şaşırmadığınız andır.
bağıra bağıra millete küfür etmek istediğin anda sakinliğini koruduğun an.
kendisini ölüme en yakın hissettiği andır. aile fertlerinden birinin ölümü, bir terör saldırısına şahit olmak, bir bombanın karşısında durmak, yaralanmak, trafik kazası geçirmek vs. askere gitmek değildir.
Tabiri caizse sidik yarışı yapılan tüm tartışmalarda tebessüm edip, susan taraf sen olduğunda olgunlaştığını fark ediyorsun.
Kesinlikle evlenirken ya da işe başlanıp babanızın sizden feragat ettiği zamandır. Kendin kazan kendin ye jargonu devam eder aynı zamanda evlilikte varsa gidişatta sorumluluğun dibine vurursunuz.
insanlara tahammül eşiğinin asgari düzeye indiği andır.
Kahkaha attığı bir takım olaylara, yalandan gülümsediği andır.
Hiç ardına bakmadan, çekip gidebilecek potansiyelde olduğu andır.
Kendisinden bir şeyler beklendiğini hissettiği andır. Beklenti kaynağı olmak.
geçmişe bakıp, hatalarından ders çıkarmaya başladığı andır.
gerçekten aşık olduğunu anladığı andır..
kişinin asla değiştiremeyeceği bir konu hakkında "hakkımızda hayırlısı buymuş" diyebildiği andır.
çevrenize bakarsınız, az dost kalmışsa ve bu dostlar sizin evlenme yaşınızın geldiğini söyleyip, evlen diye tutturmuşsa bu kişi olgunlaştığını acı bir şekilde anlar.
boku yediğini anladığı andır. geçmiş olsundur.
ne gerek var böyle şeylere,demeye başladığı andır.
kazık yedigi an.
şaçlarındaki akların onu gectiğini görup buna alışmak zorunda olduğunu kabulenebildiği andır.
Tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bakan kişidir .
sorumluluk almaya başladığı an.
sanırım böyle muhabbetlerden vazgeçtiği andır. daha var yani.
sıçarken yarını düşündüğünü fark ettiği andır.