suratındaki bu aptal gülümsenin tadını çıkar.. çünkü seni ilk terk eden o olmayacak.. hayal kur ve hayal olarak kalmalarına izin verme onların.. dilek ablanın yapacağı tercihleri dinle ama teslim etmeden önce kendininkilerle değiştir.. anne babanın seni gönderecekleri okul gezilerine gitme çünklü ilerde bu okul gezileri başına kakılacak ve bi mok yiyemeyecek mal mal evde oturacaksın.. ha bi de bi boku takma çünkü ülserden, ürtikerden gebermek üzere olduğunu hissedeceksin..
-4 yaşındayken dedenin önüne oturup da sakın o güzelim saçlarını kesmesine izin verme.
-resim yapmayı bırakma.
-önlüğünü diktirmek için terziye gittiğinde terziye kanma. annenin dediği gibi kalçadan pileli diktir. pişman olacaksın sonra.
-ilkokul birinci sınıftayken komşunun oğluna fazla yüz verme, yıllar sonra karşına çıkacak. o hala birinci sınıfta kalmış. uğraştırma beni. muhattap olma işte.
-köfte dudaklı öğretmenim ödev vermiyo 'şurayı okuyun gelin ' diyo diye üzülme. ayrılacaksın o okuldan ve arkadaşlarından tadını çıkar. özleyeceksin.
geleceğe dönüş ikide yaşlı biff tannen'ın yaptığıdır.
gerçi o çocukluğuna değil de gençliğine öğüt vermektedir ama benzer şeyler.
yaşlı biff zaman makinası yardımıyla geçmişe gider ve genç biff'e öğütten de daha yararlı ve leziz bir şey verir:son elli yılın spor müsabakalrının sonuçları.
gerisini zaten biliyorsunuz.
ak sakallı dede hesabı...
pişmanlıkların arka arkaya sıralanması için, adeta günah çıkarma yapılabilsin diye açılmış başlık.**
* git gir o okulun sınavlarına. birileri hayır demiş olabilir. ailen önüne setler çekmiş olabilir. yemek yeme gerekiyorsa bir hafta. yataklara düş, hastalan... göster ne kadar çok istediğini. git gir o okulun sınavlarına. ilerde hayatın kararacak yoksa, farkında bile değilsin...
edit: girmedi o okulun sınavlarına. giremedi. yıllar sonra hobi olsun diye müzik yapabilmek için kendini paralaya paralaya bir kurs bulduğunda devlet senfonide çalan, konservatuarda ders veren hocasının söylediği cümleye kadar da ne kadar büyük bir kaybı olduğunu bilemedi. o cümleden sonraysa hiç bir şey, pembe gözlüklerinin arkasına sığında bakabildiği kadar sakin değildi artık. "nereye geldim ben ne işim var burada" diye sormaya başladıktan sonra mutluluğun anahtarını yedi başlı ejderha yuttu... bir adam "şimdiye kadar neredeydin be kızım! şu kdarcıkken gelsen sınava bile gerek olmazdı, direk alırdım ben seni. ama artık olmaz ki. çok geç..." dedi, huzur ejderhanın midesinde kaldı...
hayallerin dogrultusunda yuru. kimsenin yuru dedigi yolu yurumek zorunda degilsin. kendi kararlarini kendin ver yoksa ilerde ciddi bunalimlara gireceksin.
uslu olmamayı öğren, hep iyi kız olmanın, aileni üzmemenin pek faydalı olmadığını öğren, önce başkaları mutlu olsun ben onların mutluluğuyla mutlu olurum deme, teyzenlerin evine gitme, babanenle aynı ortamda bulunma, anneni olduğu gibi kabul et fazla yaklaşma, paraya biraz önem ver, ağlamayı öğren..
