müslümanlar için bu dünyada mevcut olmayan özgürlüktür. müslüman olmayanların ise zaten yaptıkları iyi ya da kötü şeyler değerlendirilmeye alınmamakta, sorgu suale çekilmemekte olduklarından onlar devam edebilirler. onlar da etmeseler daha iyi olur ama...
bilinmesi gereken bir şey varsa o da allah'ın * vaad ettiği özgürlük ile ingiltere kraliçesinin vaad ettiği özgürlüğün aynı şeyler olmamasıdır.
aşağıda bize hiç hatırlatılmayan, sadece saygı göstermemiz istenen ve içinde sadece yüce yaradanın sözlerini barındıran kitap olan kur'an'dan konu ile alakalı sureler bulunmaktadır.
sana şarabı ve meysir adli oyunu sorarlar. de ki, onlarda büyük bir günah, aynı zamanda insanlara fayda vardir. fakat, günahlari faydalarindan dana büyüktür.
(bkz: bakara suresi, 219)
ey mü'minler! sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar ve cünüb iken de yolculuk haricinde gusûl edinceye kadar namaza yanaşmayın.
(bkz: nisa suresi, 43)
ey mü'minler! içki, kumar, tapınmaya mahsus dikili taşlar ve fal okları sadece seytan işi olan birer pisliktir. onun için bunlardan uzak durunuz ki, kurtuluşa eresiniz.
şeytanın içki ve kumar ile üzerinizdeki maksadı aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi allah'ı anıp namaz kılmaktan alıkoymaktır. artık bunlara son vereceksiniz degil mi?
(bkz: maide suresi, 90 - 91)
kısıtlanamaz bir özgürlüktür. aynı tanrı yaratma ve tapma özgürlüğü gibi. kimi ekmekten yapar putunu hem tapar hem yer, kimi tamamen uyduruk bir şeye tapar hem tapar hem aç kalır.
ne söyleyeceğini bilmeyecek kadar şarhoş olan bile insanlara mümineler diye sesleniyor allah. madem o kadar sarhoş iken bile müminiz, ey müslümanlar ramazanda sarhoş mümin kardeşlerinize neden dayak atıyorsunuz?
dünyadayken bu özgürlüğünü doya doya kullanan, şarabı su gibi içen kişiler için cehennemdeki içkilerle ilgili bazı bilgiler:
Üstüne de kaynar su içeceksiniz.
Susuzluk illetine tutulmuş develerin içişi gibi içeceksiniz. (VAKi'A/54-55)
Dinlerini bir oyun ve bir eğlence edinen ve kendilerini dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak! Ve hiçbir kimsenin kazandığı şey yüzünden kendisini helake atmamasını, kendisi için Allah'tan başka hiç bir dost ve hiçbir şefaatçi bulunmadığını Kur'ân ile hatırlat. O, azaptan kurtulmak için bütün varını feda etse, kendisinden alınmaz. Onlar kazandıkları şey yüzünden helake uğratılmışlardır. Onlar için, inkâr ettiklerinden dolayı kaynar bir içecek ve can yakıcı bir azab vardır. (EN'AM70)
Ardından da Cehennem vardır, orada kendisine irinli su içirilecektir.
Onu yutmaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve her yandan ona ölüm gelecek, fakat o ölemez. Arkasından da çetin bir azab gelecektir. (iBRAHiM/16-17)
Onlara kızgın bir kaynaktan su verilir. (ĞAŞiYE/5)
Orada ne bir serinlik tadacaklar, ne de içecek bir şey.
Ancak bir kaynar su ve irin (içecekler). (NEBE/24-25)
Sonra üzerine onlar için kaynar bir içecek vardır. (SAFFAT/67)
Dönüşünüz hep O'nadır. Allah'ın vaadi haktır. Herşeyi ilk baştan yaratan O'dur. Sonra iman edip salih amel işleyenleri hak ettikleri ölçüde mükâfatlandırmak için geri döndürecek olan yine O'dur. Kâfirlere de inkâr ettikleri için kaynar sudan bir içki ve acıklı bir azap vardır. (YUNUS/4)
işte artık tatsınlar onu ki, o kaynar su ve irindir. (SAD/57)