ilk kez amca diye hitap eden çocukla karşılaşılan andır. ben ne zaman amca oldum, daha abiyim diye kendini kandırmaya çalılırsın. ufacık velet kendine getirir seni ağzından çıkan o tek cümleyle. işte o gerçekle yüzleşilen andır. artık büyümüş, amca olmuşsundur seni hiç tanımayan veletlerin gözünde. kendini avutmaya başlarsın amcayım ama dede değilim diyerek.
dün 5 yaşında çocuktum arkadaşlarımla top oynardım, bisiklete binerdim. sadece bir gün geçmiş, insan bir günde 32 yaş büyürmü?
hayat çok hızlı geçiyor sevgili sözlük. hayır, amca olduğun birşey değil yarın çıkıp dede diyecek veletin biri. neyse, tecrübeli olanlar hep söyler her yaşın ayrı bir güzelliği var diye. yaşayarak öğreneceğiz.
Bulduğumuz her fırsatta hayallerimizi misket niyetine yuvarlıyorduk. Yeniliyorduk. Ana avrat düz gidiyor sonra gidip aynı kadının elinde soluklanıyorduk. Her bulduğumuz gazoz kapağını taşla ezip dümdüz yapıyor ama defterimize bir tane ataş geçirmiyorduk -öğretme- ne inat. Dizlerimiz kanadı ruhlarımızdan önce, kabuk bağladık yaralara inat. En çok leblebi tozu kaçtı boğazımıza. Ölmedik çok şükür. Boynumuza rengarenk silgiler takardık ve sanırdık ki yalnızca silgi yakışırdı insanın boynuna. Çok sonra olacaktı insanın boynuna nice şeyin geçebileceğine olan inancımız. Çocuktuk. Çoktuk Tekilin yalnızlığını çoğulluğumuzu yitirdiğimiz gün anlayacaktık. Ve o günlere daha çok uzaktık..
bir kız arkadaş bulmuş (evlenilecek gibi görülen ancak eğlenebilecek olan), aileyle mokoko durumuna girmiş, bütün arkadaşlar fos tan muhabbetler yaşamaktasınızdır. . . Gözlerinizi bi açarsınız yanlızsınız. . . 2-3 sene öncesine bakıp iç geçirisiniz, cebinize her gün konan harçlıklar, naber? diye soran samimi arkadaşlarınız, masum bi öpücüğüyle kanınızı kaynatan kız arkadaşınız bütün düşünceler gelir geçer film şeridi gibi. . . bakarsınız, düşünürsünüz "keşke hiç büyümeseydim diye. . . işte bu an çok acıtır canınızı, bir süreliğine her yönden göçük olacağınız zamanlar gelmiştir. . . ama ne yazıkki geriye dönüşü yoktur. . .
aç kalıpta, önüne yemek koyan olmadığını gördüğü andır.
hatta birden, çok büyüyenlerde vardır.
bırakın yemeği, bir yudum su vereni olmazda insanın, tek spartalı oluverir.
Sizi leyleklerin getirmediğini yada noel babanın olmadığını anladığınız andır. Hayatın yalan, herkezin sahtekar, güvenin olmadığı boktan bir yerde olduğunuzu anladığınız zamandır. Başka bir şey değildir.
cocukken aksam 9'dan sonra televizyon izleme izin vermezdi peder bey. erken yatmami isterdi hep. uyuyor numarasiyla bir gozum hafif acik izlerdim tv'yi. simdi yas geldi kemale, baba ocagindan bi 1000 km civari uzaktayım. karsimda acik ama izlemedigim televizyon. kumanda masanin uzerinde. canim istese onlarca kanal var. ama istemiyor. artik tv izleyip izlemeyeceğime kendim karar veriyorum. ha eskisi gibi degil tabi o tat vermiyor.
Bir yakınınız bu dünyadan gittiği zaman gerçekten büyürsünüz. Ve hiçbir inanç sistemi ne din ne de tanrı bendeki sevdiğim insanları kaybetme acısını dindiremez.