Liseye gittiğim dönem o gün bir değil tam iki imkansız şey gerçekleşmiş, kar yağışından dolayı vali okulları tatil etmiş ve ben buna sevinememiştim. Neden durduk yere hatırladım ki ben bunu şimdi?
Aşk güzeldir... Güzel. Onu gördüğünde kalbin sol yanından fırlayacakmışcasına çarpıyorsa, sana baktığında yanakların kızarıyorsa, her şarkıda onu buluyorsan, onun karşısında kendine daha çok özen gösteriyorsan, söyledikleri aklına geldikce şapşallar gibi sırıtıyorsan, sürekli harika şiirler yazabilecek kadar ilham buluyorsan aşıksın gülüm sen. Hayırlı olsun. Ama şunu da bil ki; herşeyin bir sonu vardır. Her aşkın da. Hayat herşeyiyle fani. Nolursa olsun, aşkın tattırdığı o tatlı, acı duygular herşeye değer. Aşkı özledim dostlar... özledim.
hiç ummadığın bi anda malum kişinin görüş alanınıza girdiği an adeta kalp atışlarının tüm vücutta hissedilmesi, tepeden tırnağa tatlı bir ürperme sonucu ne yapacağını şaşırma durumunu beraberinde getiren andır.
Nefes darlığı, olur olmadık zamanda acıkmak, aşık olunan kişi karşısında kibarlıktan ödün vermemek, ona bir anlık dokunmanın kalbinizi 6.1 şiddetinde sarsmasına neden olacak olan yoğun duygular silsilesi.
Eternal Sunshine of the Spotless Mind da gönülleri fetheden Jim Carrey abimin hastalığı var bende. yani bana azıcık ilgi gösteren her kadına aşık oluyorum. kişinin aşık olduğu anı da sıklıkla yaşıyorum.
yillar once sirf onu gormek icin her gun ayni yerde 1 bucuk saat bekleyip sadece 30 saniye onu uzaktan goruyordum. bunu yaparken bile asik oldugumun farkinda degildim. 3 yilim uzaktan bakarak gecti gitti. baya salakmisim sozluk.
sadece sizin haricinizde, arkadaşlarınız da dahil, geriye kalan herkes onun sizin için tamamen imkansız biri, yanlış kişi olduğunu mu düşünüyor? aşık olduğunuz o an; dünü, yarını, başkalarının ne düşüneceğini umursamadan, gerektiği takdirde ailenizi bile karşınıza alabilmeyi göze aldığınız ana pekâlâ tekabül edebilir.