ayna farsça ayine kelimesinden dilimize ayna olarak geçmiştir.
her nokta ve onun yansıması birbirlerinin tam karşıtıdır. aynaya karşı sağ elinizi kaldırdığınızda onun karşıtını görürsünüz. fakat aslında gördüğünüz sağ elin bizatihi kendisi değildir. hatta, eğer yansımaya göre değerlendirecek olursak sol elinizdir. sağ kolunuzu yukarıya doğru kaldırdığınızda aynada gördüğünüz suret onun yansımasını size gösterir. fakat aslında gördüğünüz aynadaki ikizinizin veya kendinizin sol koludur.
ayna karşısında sağa doğru döndüğünüzde aynadaki suret de sağa döner. fakat aynadaki görüntü yerine kendinizi koyarsanız aslında sola döndüğünü farkedersiniz.
aynanın karşısında ayakta iken oturursanız yani aşağı doğru hareket ederseniz aynadaki suret de aynısını gerçekleştirir. fakat hatırlarsanız yukarıda sağa dönüşte aynadaki suretin sola doğru dönüş yaptığından bahsetmiştim. yani siz sağa dönüş yaptığınızda sola dönen suret bu durumda zıt olan hareketi değil de sizinle aynı hareketi yapar.
aynada birebir aynı görüntüsü oluşan objelere kiral denir. örnek vermek gerekirse bir şişeyi ayna karşısında tuttuğunuz zaman birebir aynı görüntüsünü göreceksiniz. birebir aynı görüntüsü oluşmayan objeler ise akiral objelerdir. örnek olarak elinizi avuç içi aynaya bakacak şekilde kaldırın. gördüğünüz görüntü elinizin birebir aynısı değil sol elinizin iç kısmıdır.
ayna en acayip nesnelerden biridir. ve filozofların, şairlerin ve hatta tasavvufun ilgi alanına girmiştir.
aynadaki aksim, gölgem, bir de ben.
var mıdır, yok mudur onlar sahiden?
aşina değiller çektiklerime;
içlerinden biri gelse yerime.
ben bir gölge olsam, yahut bir hayal,
onlar gibi hissiz, onlar gibi lal.
olsa bütün ömre bedel bir lahzam;
var görünsem, onlar gibi yok olsam!