6* yıl önce uludağ sözlük diye bir siteye yazılan entry'nin o gün bize ne gibi faydasının dokunacagı bilmeyeceğimiz ve belkide o yaşı göremeyeceğimiz için ne sorsak boşuna olacak sorudur. Şayet 90 yaşında bu başlığa yazılan entry'leri zall bize bir zarf içinde gönderecek olsa idi, üç sorum olurdu:
* nasıl yaşadın?
* korktukların başına geldi mi?
* hala kitap okumayı seviyor musun?
yine aynı mısın? ayaklarını yere vura vura yaptığın inadın, sinirli, sert ama özünde narin halin, adalete olan inancın, dengesizliğin, sürekli beynini işin için içine katman, hiç söndürmediğin 'her şey düzelecek' inancın, genelde insanları anlayamaman, jet hızında yaşaman, boşvermişliğin, birine dünyaları verecekken, çok inanmışken yaşadığın hayal kırıklığının dozu hala aynı mı? yoksa yoruldun mu savaşmaktan? sende mi beyinsiz oldun? belki şu an bir akıl hastanesindesin, yada kocaman sevgi dolu bir ailede... sadece kendine iyi bak, inancını kaybetme, değerlerinden vazgeçme çünkü sen hep böyleydin.
Hala her sabah uynadığında bügünde çok güzelim diyebiliyomusun? Gözlerin görmüyorki, kesin diyosundur ama sırf iyi hissedebilmek için, kendini kandırıyosundur sen hala. Gözlerinin o yaşta görmemesi de bir niğmet olsa gerek. yaaa bak neyimiz varmış bu dünyada? Neleri başarmışız? Koca bir hiç dimi? Kendini mutlu etmeyi başarabildinmi en azından?
dünyaya kazık mı çaktın? bu kadar yaşadın da noldu? bak altına yapıyorsun, kendi başına tuvalete bile gidemiyorsun. ama yaşıtların şimdi öte tarafta hurilerle gününü gün ediyor.