üzerinde türlü türlü kuramların yazıldığı insan denen organizmanın genetik özelliklerinin çevresi yaşadıkları çerçevesinde bir mizaç bir karakter bir kişilik benlik oluşturmasını konu alır.
öncelikle kişilik denince aklımıza sadece iki isim gelmelidir kanımca. sevgili freud ve öğrencisi erickson. yani psikoseksüel kuram ve psikososyal kuram. bu kuramları tek tek yazmak copy paste olmaktan öteye gitmeyecektir. bunlarla ilgilenen arkadaşlar basit bir kpss kitabından derin psikoloji kitaplarına kadar bunları bulabilir. freud kişiliğin oluşmasının bilinçdışında 3-6 yaş arasında hatırlayamadığımız yaşantıların sonucunda olduğunu ve id denen hayvani duygunun isteklerini terbiyeleyen süperego denen vicdan mekanizmasının baskılarına savunmalar üreten bir orospu olan egonun maceralarının sonucu olarak değerlendirir.
aslında burada yazarın söylemek istediği şudur. ülkemizdeki insanlara düzgün tuvalet eğitimi ve iyi bir emzirme dönemi geçirtmek tecavüzleri , uyuşuklukları , obezliği , küfürbazlığı , sigara alışkanlıklarını , dağınıklığı , disiplinsizliği ve daha sayamayacağım binlerce bir birinin türevi olan kötü şeyleri engelleyebilirdi.
nasıl mı ?
oral dönem fiksasyonları : çok yemek yemek , mazoşizm , sadizm , küfürbazlık , sigara tüketimi ,tırnak yemek vs vs vs.
anal dönem fiksasyonları: titizlik , dağınıklık , pintilik , disiplinsizlik , aşırı hijyensiz yaşam , inatçılık , sinirlilik , ve obsesiflik vs vs vs .
birisi kadının toplumdaki rolünden mi bahsediyordu ? birisi kadının çalışmasından mı yanaydı ?
çözüm şu : artık devlet evlenmek isteyen her çifte zorunlu olarak kişilik gelişimi kursu aldırmalıdır. artık bu kadının köleleştirilmesini süsleyelerek ''kendi ayağı üstünde duruyor'' imajını kafadan atması gerekliliğini görmeliyiz. ben size tayyip erdoğan ya da kılıçdaroğlu ağzıyla değil kendince psikoloji ve sosyolojiyi yıllardır okuyan ve özümsemeye çalışan biriyim. artık kadının metalaştırılmasına çalışıyor ayağına köleleştirlip nesillerin kaybedilmesine izin verilmemelidir. çünkü amin maaluf ve sevgili freudla ericksona kulak verip toplumun sadece ve sadece ''analık'' müessesi ile düzeleceğini görmemiz elzemdir.
şimdi buradan sakın şu anlaşılmasın. kadınlar çalışmasın diyen yok ama çalışan kadın çocuk doğurmasın doğuracaksa çalışmasın 6 sene esas görevini yapsın topluma düzgün bireyler yetiştirsin.
aslında senin dediğin yıllarca denendi ama yine bozuk kişilikler oluştu diyenler olabilir. ama savunduğum cehalete dayalı kadının eve hapsi değil ki , kastım eğitimli sosyal ve topluma karşı sorumluluğunu bilen anneler. bir erkek olarak şunu söyleyebilirim. dünyanın kurtulşu kadınların kendi rollerine döndüğü gün başlayacaktır. birgün bu söylediklerim elbet haklılığını ispat edecektir. kadınlar eskiden cahilce hayvan yerine konmuş eve kapatılmış sonuçları ortadaydı son 20 yıla kadar. kadınlar arsızlaştırılıp ağızlarına bir parmak bal çalınıp kandırıldı. yetişen piç nesiller ortada. gün geçtikçe eskiden daha kötü olan bir durum kadının ''kişiliğini'' bulmasıyla sona erecektir. tabiki bu çok yakın gözükmüyor. bunun sebepleri ise kadınların beyinlerinin suni özgürlük hikayeleri ile yıkanması ve yazık ki kadınların bu oltaya ayıla bayıla gelip öğretmen olan akademisyen olanlarının yeni nesillere şiddetle bunu aşılaması.
aslında bir benzetme yapılacaksa. bizler demiyormuyuz akp kandırıyor ama cahil halk hala akpye oy veriyor. peki neden bir işçi asgari ücretli biri ''kendini soyana '' sevine sevine oy versin? çünkü bu adam zamanında çok büyük zorluklar görmüş darbeler krizler fakirlik elitlerin mobingi gibi gibi birçok şey. yani halka öldürmek gösterilip sakat kalmaya razı edilmiş. aynı kadınlarda böyle zamanında dövülmüş insan muamelesi bile görmemiş kadınlar şimdi biraz daha rahat şartlara eyvallah ediyor. bu sadece islam medeniyetinde değil çinde ve dahi avrupada da böyledir. daha 19. yüzyılda kadınların avrupada insan bile sayılmadığını , çin de isimlerinin bile olmadığını biliyormuyduk ? şimdiki yaşadıklarımız o günlerin mirası bizlere.
velhasıl sizlere daha büyük veriler de sunabilirim kadınların aldatılmasıyla ilgili ama okunacağını çok sanmıyorum.
okuyan birşeyler anlayan bikaç kişi bile olsa bir kadına bile ulaştıysam ne mutlu bana.