geçen gün de cumhuriyet tarihinin en büyük sığır sürüsü var şu an demişti. bunun ironi olduğunu düşünüyorum. yoksa bu kadar yoksul halk neden bize oy versin gibi bir şey demeye çalışmıştır.
neyse konuya dönelim. 15 kilo et içinde pirzola, antrikot, sucuk, pastırma, kavurma, lokum tabir edilen etler vardır.
ulan sorsalar karşı tarafı cehaletle yobazlıkla sorgulamamakla suçlarsınız, adam yıllıktan bahsediyor bu bir, bizim yemediğimiz ortalamanın düşük kaldığı anlamına gelmiyor bu iki, sadece bülent ersoy zaten bir oturuşta kaç kilo yemişti, öyle insanlar ortalama yükseltiyor işte. bir de kurban var tabi, kurbanda kesilen hayvan sayısı aşağı yukarı belli, onlardan çıkan et de belli, onlar da ortalamaya dahil edilince haliyle bu rakam çıkıyor işte. ayda 1.2 kilo yapar ki bir yemekte bile zaten yarım kilo gidiyor ortalama bir aile ayda iki kere etli kıymalı yemek yapmıyor sanki mk. düşün bunun bir de üst seviye ailesi var.
edit: ve eksiledi öğle tatilinde döner yeyip ortalamayı arttıran adam...
kıyaslama yapacak olursak amerika yıllık 125 kg ile başı çeker. hadi diyelim bu olay mutfak kültürüne göre değişsin, mutfağı ağırlıklı makarna ve pizza olan italya 91 kg, meze ağırlıklı mutfağa sahip yunanistan 75 kg tüketiyor.
şimdi;
--spoiler--
Et, Osmanlı yemek kültürünün temel ögesidir. Sosyal itibarı yüksek bir besin maddesiydi.
Et yemek ve ikram etmek, sosyal bir üstünlük sayılırdı. Yeniçerilerin, saray ve devlet görevlilerinin etsiz gün geçirmeleri düşünülemezdi. Hatta 15. yüzyılda, Fatih döneminde yeniçerilerin yaz kış her gün ucuz et alabilmeleri için ete sübvansiyon yapılmıştır. 16. yüzyıldan
18. yüzyıla kadar Istanbul’un üst ve orta sınıfının sofrasında her gün iki üç hatta dört
ayrı et yemegi bulunması olagandı. Yoksul kesim ise lop parça eti, ancak kurban bayramlarında
ve sarayın çeşitli nedenlerle verdigi ziyafetlerde yiyebiliyordu.
--spoiler--
Kurban bayramına karşı çıkan ve hayvan katliamı yakıştırması yapan embesiller (hijyen, eziyet, şiddet, kan, dini bir ritüel olarak sadece hac görevi olup istanbul'da hacı mı oluyorsunuz, kışlık et stoklaması vb haklı bazı yönleri olduğunu da söylemek gerek) eğer kurban bayramı olmasa millet et yiyemeyen, et tüketimi açısından zaten açlık seviyesi-dengesiz beslenme durumunda ülke olarak olduğumuzu unutmayın.
Ülke olarak son 20 yılda tarım ve hayvancılık alanında nereye geldiğimizi görüyor musunuz?
Hiçbir engelleme muhalefet olmadan ve kaynak kısıtlaması olmadan ülkeyi yönetenlerin milleti açlığa ve yokluğa mahkûm etmeleri itirafı olan açıklama.
Tarım ve hayvancılık açısından fao, eurostat, numbeo verilerine bakıp halkın satınalma gücü hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Ya da kafanızı Edirne'den öte çıkarıp batmış Yunanistan, sürünen ispanya bizden daha iyi olup, bizden daha kötü olan ve et tüketiminde hemen hemen aynı seviyede olan Bulgaristan bizim yarımız kadar kazanıp bizimle et tüketimi-satınalma konusunda nasıl aynı seviyede oluyor diye görüp anlarsınız.
Başkasının tükettiği etleri bize yazmışlar rıza baba. Kurban bayramını da hesabın içine katmışlar yoksa o kadar da olmayacak. Ayrıca tuik verileri tüketim değil üretim odaklı. Ayrıca nufusa dahil edilmeyen göçmenleri ve tüketimde önemli bir paya sahip turistleri işin içine katarsanız o rakam yıllık 12,50 kg ya düşer.
daha geçen gün bakan pakdemirli ülkedeki tarım ve hayvancılığın geldiği noktayı övüyordu. eğer övündüğümüz tablo bu ise ben diyecek bir şey bulamıyorum.
Tüketildiği iddia edilen 15 kilo etinde, kaç kilosunun dana, koyun, kuzu vb olduğu muallakta olduğu kuşku götürmez.
" Atlar, martılar ve kırlarda koşan domuzcuklarla doğa bambaşka" desem anlaşılırmı ki ?
Dediği kesilmiş hayvan sayısı doğrudur çünkü süt para etmediği yemler aşırı pahalı olduğu için millet süt ineğini dahi kesime yollamıştır, aslında bakan farkında değil ama bahsettiği konu tam bir trajedidir.