kendini osmanlı devrinde sanan yuzır. arapça sözcük kullanınca ekstra sevap aldığını mı sanıyorsun sen ya? hayır bu kadar arapça sözcük kullanmaya meraklıysan türk sözlüğünde işin ne? senin yaşadığın kafa bambaşka cidden.
--spoiler--
meclisi kürsülerle açtığın halka sekülerlik öğretmek.. bu ne perhiz bu ne lahana!
--spoiler--
ha illa senin inandığın arap masallarına göre yönetilelim ve hayatımız o korktuğunuz cehenneme dönsün öyle mi? acaba sende şeriat ülkelerinde iki gün yaşayabilecek göt var mı? ya siz dindarlar gerçekten o kadar toksiksiniz ki herkesin hayatını mahvetmek için uğraşıyorsunuz. koçum, din göreceli bir şeydir. şunu anlayın artık.
milletten güzel üslup isteyip tahrik edici bir şekilde konuşuyorsun. kadir popcorn gibi birinin eleştirilmesine karşısın. açık açık akapeliyim de bitsin şu mesele.
sadece "dijital cihat" yapan yazardır. misal islam uğruna gidip israil ile savaşmaz kafir öldürüp şehadet şerbetinden içip cennete gitmek istemez. öyle de gözü toktur maşallah sübhanallah..
benim manevi mirasım akıl ve bilimdir. -başbuğ atatürk
ben aklın ve bilimin yanında olduğum için tüm dinlere karşıyım. insanların hayatını inandığınız saçmalıklarla cehenneme çevirmek istiyorsunuz ama buna karşı çıkanlara hemen kafir diyorsunuz.
sizin tek olayınız çoğunluk olmanız. onun dışında hiçbir numaranız yok.
"onun dışında hiçbir numaranız yok." tarih bilmeyen cahil kemâlist, akıl dediği o sığ melekenin arkasına sığınıp bir de bilim deyince kitle psikolojisine oynuyor.. merak etme, bizde bilimsiz ve ilimsiz değiliz. bizim şeyhlerimiz takkeli, sizinkilerde şeytan boynuzlu. bizim bilimimiz ilim ve muciz'ul beyân ile sizinkiler döngüsel modernist itirazlar.
ben zaten cahilim çünkü bilmediğim çok şey var. bilgi sonsuzdur. o yüzden her insan biraz cahildir. asıl sorun cahil olduğunu kabul edemeyip kendisini dev aynasında görenlerde.
akıl ve bilimsiz olmadığını söylüyorsun ama yine her şeyi dinle bağdaştırıyorsun. bilimden anlamak için nedensellik bağını doğru kurabilmek gerekir. siz her şeyin nedeni olarak tanrıyı görüyorsunuz ve probleme çözüm üretmiyorsunuz.
daha fazla açıklama yapmaya gerek yok. siz iflah olmazsınız. siz bok gibi yaşamayı hak ediyorsunuz. siz nankörsünüz. size asla yaranılmaz.
"Çirkinler bizim karşımızda olacak ve biz çirkinlerin çirkinliğini gösterdiğimiz kadar birilerinin gözüne bir şekilde görüneceğiz. Birilerinin gözüne ne şekilde görünebiliriz? Bize bildiriliyor ki “Mü’min, mü’minin aynasıdır.” Eğer Türk Türk’e bakıp kendini göremezse ortada imân yok demektir. Eğer Türk gâvura bakıp, “işte şunun gibi olsam” dediyse Türk değildir. Demeye çalışıyorsa iş daha da kötüdür. Yani demek istiyor fakat bir türlü diyemiyor. O bakımdan bu çok ciddi bir mesele. Yani bir özenilecek, gıpta edilecek durumu olmayan insanın ne dünya hayatında, ne ahiret hayatında kârı olmayacak."
"Yani insan olarak hepimizin gıpta edilebilir bir şeyi uhdemizde bulundurmamız gerekiyor. “Sen onun o tarafına bakma, şu vasfını biliyor musun?” diyeceğiz birisi hakkında. Bu tabii satılabilir, mübadeleye konu edilebilir bir şey olmaktan tamamen uzak. Bu insanların hakikat bağıyla anlaşılacak bir şey. Yani bu hepimizin çok kolaylıkla anlayabileceği bir şey. Bizler kolaylıkla, bir şeyin hakikisinden ve sahtesinden bahsedebiliyoruz, değil mi? Her şeye bunu teşmil edelim."
"O yüzden bütün mesele tabii ki gelip bizim yaşama imkânlarımıza dayanır. Ama hareket noktamız güzellik olmadıkça hareket noktamız estetik olmadıkça bizim hakikiliğimiz konusunda hiçbir delil getirilemez. Yani eğer hakikatle irtibatlı olduğumuzu iddia ediyorsak, birisi bize “Senin güzellikle alakan ne?” diye sorduğu zaman verecek cevabımız olması lazım. “Ben güzellikle ilgiliyim, şu şu şu sebepten ya da şu şu şu şekilde” diyebilmelidir.
"Bunlar olmadığı zaman ortada namussuzların namuslulara kendilerini şirin göstererek haksızlık yaptıkları bir darmadağınık ortam çıkar ki bu herkesin aleyhine olan bir şeydir."
(ismet ÖZEL- Konferansından Alınmıştır) -16 Mayıs 2008 / KONYA
Sözlüğün en akıllı adamı. Adam sözlükte dahi , kendi doğrularını, hakkıyla ilan ediyor. Bunu yaparken gayet medeni bir şekilde yapıyor. Zannımca kemo hayvanımsı hayvanlarına ciddi bir de ders veriyor.
Ameller niyetlere göredir azizim. Burada niyeti cihad ise allah kabul etsin. Cihadı mübarek olsun. Benim de nasıl savaştığımı kemalist kızlar bilirler. Hehehe
hülâsâ, "hiç gören ile görmeyen [mü'min ve kâfir] bir olur mu?"
üstâd-ı âlem bediüzzamân'ın bir kâfir ile münazârasından.
"iman hakikati öyle bir çekirdektir ki eğer tecessüm etse bir cennet-i hususiye ondan çıkar, o çekirdeğin şecere-i tûbası olur dedim.
O muannid döndü dedi: ”Hiç olmazsa hayvan gibi hayatımızı keyif ve lezzetle geçirmek için sefahet ve eğlencelerle bu ince şeyleri düşünmeyerek yaşayacağız.”
Cevaben dedim: ”Hayvan gibi olamazsın. Çünkü hayvanın mazi ve müstakbeli yok. Ne geçmişten elemler ve teessüfler alır ve ne de gelecekten endişeler ve korkular gelir. Lezzetini tam alır. Rahatla yaşar, yatar. Hâlık’ına şükreder. Hattâ kesilmek için yatırılan bir hayvan, bir şey hissetmez. Yalnız bıçak kestiği vakit hissetmek ister fakat o his dahi gider. O elemden de kurtulur. Demek, en büyük bir rahmet, bir şefkat-i ilahiye, gaybı bildirmemektedir ve başa gelen şeyleri setretmektedir. Hususan masum hayvanlar hakkında daha mükemmeldir. Fakat ey insan, senin mazi ve müstakbelin akıl cihetiyle bir derece gaybîlikten çıkmasıyla setr-i gaybdan hayvana gelen istirahatten tamamen mahrumsun. Geçmişten çıkan teessüfler, elîm firaklar ve gelecekten gelen korkular ve endişeler; senin cüz’î lezzetini hiçe indirir. Lezzet cihetinde yüz derece hayvandan aşağı düşürür. Madem hakikat budur. Ya aklını çıkar, at; hayvan ol, kurtul veya aklını imanla başına al, Kur’an’ı dinle. Yüz derece hayvandan ziyade bu fâni dünyada dahi safi lezzetleri kazan!” diyerek onu ilzam ettim.
Yine o mütemerrid şahıs döndü dedi: ”Hiç olmazsa ecnebi dinsizleri gibi yaşarız.”
Cevaben dedim: ”Ecnebi dinsizleri gibi de olamazsın. Çünkü onlar bir peygamberi inkâr etse diğerlerine inanabilirler. Peygamberleri bilmese de Allah’a inanabilir. Bunu da bilmezse kemalâta medar bazı seciyeleri bulunabilir. Fakat bir Müslüman, en âhir ve en büyük ve dini ve daveti umumî olan Âhir Zaman Peygamberi aleyhissalâtü vesselâmı inkâr etse ve zincirinden çıksa daha hiçbir peygamberi, hattâ Allah’ı kabul etmez. Çünkü bütün peygamberleri ve Allah’ı ve kemalâtı onunla bilmiş. Onlar onsuz kalbinde kalmaz. Bunun içindir ki eskiden beri her dinden islâmiyet’e giriyorlar. Ve hiçbir Müslüman, hakiki Yahudi veya Mecusi veya Nasrani olmaz. Belki dinsiz olur, seciyeleri bozulur; vatana, millete muzır bir halete girer.” ispat ettim. O muannid ve mütemerrid şahsın daha tutunacak bir yeri kalmadı. Kayboldu, cehenneme gitti. "
"(israiloğulları): "Biz, dediler, sen bize (peygamber olarak) gelmezden evvel de, bize geldiğinden sonra da işkenceye duçar edildik". (Musa şöyle) dedi: "Umulur ki Rabbiniz düşmanınızı helak edecek, sizi bu yerde hükümdar yapacak da sizin nasıl hareket edeceğinize bakacakdır".
sûre-i arâf, 129. sûre-i celile.
nasrânilerden dâhi beter ve câhil olan deist-teist-ateist zâdların (lânetûllâh!)
-hâşâ- allâhü zülcelâl var ise afrikâ'daki çocuklar neden aç? argümanına cevâben.
yunûs emre'den bir beyit ile:
"Sabreyle âşık sabreyle Bütün işlerin hayrola Sabır ile seyret eteği Derviş olasın yâre"