şimdi öncelikle belirtmeliyim ki, bira içmek eylemini matah bişeymiş, çok da marifetmiş gibi göstermek değil amacım. bira içmek kötüdür de demiyorum. aslında ben, ne iyidir ne kötüdür diyorum. ne diyorum lan ben ? hah, evet. hatırlatma için sağolun doktor bey.
sakin sakin gezmektesinizdir kıçı kırık 71 model hacı murat arabanızla. es kaza bir de kız arkadaş vardır yanınızda. ne yapsak da yapsak derken, hadi sahile gidelim, içelim durumları ortaya çıkar.
aslında kızı bar ya da cafe gibi ortamlara götürsen daha iyi tabi. ama o an için maddiyat pek iyi durumda değilse, bunun en iyi yolu işi romantizme vurmaktır. "sahilde mehtaba karşı içelim mi, ben çok severim " öeehh.
arabada içmeye başlarsınız. sahil, mehtap, yakamoz.. arabada çalan hafif müzik. ama tabi üzerinize hafif bir şeyler alıp gelemezsiniz. polis ya da jandarma gelir mi, şimdi burdan giderken polis çevirmesine denk gelir miyim, ehliyeti kaptırır mıyım gibi kaygılar sarar bünyeyi. oysa hatun kişinin umrunda değildir. o kuşlardan böceklerden bahsetsin dursun.
işin daha da kötü bir yanı vardır, çiş ! evet. sahilde diyelim ki er kişinin çişi geldi. "hayatım sen bi dur, şu arka lastiğin havasına bi bakayım" gibi danasal bir bahaneyle arabadan iner, olayı giderirsiniz. ya fakat kız ?
dua edin onun çişi gelmesin. bundan daha berbat bir şey olamaz.
en yakın benzinlik, bar, lokanta. artık neresiyse. işiniz zordur. sahilde arabada kız arkadaşla bira içmek ! pehh. işkence len bu. açık söylüyorum, hiç tasvip etmiyorum. ha kötü mü, değil. iyi mi, değil. ne lan bu ?
