almanca kökenli bir kelime olup abartı, iğreti duran, göze batıp ucuz duran anlamında kullanılan negatif yorumların temsilidir. milan kundera'nın varolmanın dayanılmaz hafifliği'nde sıkça bahsettiği kavramdır.
dekoratif materyallerin ucuz ve rüküş olanları için kulanılır genelde. örn. heryerde rastlanan birbirinin aynısı alçı heykeller, çin malı abajurlar vs. vs.
sosyetik bir kavram sanılmaktadır ancak sanatsal bir terimdir. kelimeyi kullanıyorum entellektüel oluyorum havası yarattığı da sanılır. oysa ki o kelime de entellektüel değil entelektüeldir*. bu aralar bir kaç gazete yazısında da gözüme çarpmıştır. anlaşılan yeni 'trend' budur. bir kelime daha heder edilecektir.
tam olarak sanat haline gelememis seylerdir. frankfurt okulundan dusunurler kitsch'in fasizme yol actigini ileri surmuslerdir. ornek arabesk. ama arabesk yine de "turklerin" tek ozgunudur.
kötü zevk ve duyguları yansıtan, düşük artistik değer taşıyan( bazen de seri olarak üretilen) sanat ürünleri için "kaba" veya "değersiz", "niteliksiz" anlamında kullanılan almanca bir sözcük.
türkçe'de genellikle sanatsal değer taşımayan ve estetik nitelikten yoksun basit resim ürünleri için küçültücü anlamında kullanılır.
Özellikle 20. yy içinde üretilmiş çeşitli nesnelerde rastlanan zevksiz, kökeni belirsiz ve estetik değer taşımayan bir tasarım anlayışını nitelemek için kullanılan bir terim. Türkçe'de yakın anlamlı olarak "rüküş" sözcüğüyle karşılanabilir. Kitsch, grafikten endüstri tasarımına ve mimarlığa kadar uzanan geniş bir alanda estetik düzey düşüklüğünü nitelemek için kullanılır. Stuttgart'ta bu tür ürünleri sergilemek için bir de müze açılmıştır.*
insanları moronlaştırmak için kullanılabilecek akımların başında gelir. arabeskçilerin katlettiği güzide pop şarkıları veya ajdar anik i dinlemek, sabah kadın programları, 3. sınıf filmler izlemek kitsch zevkler arasında yer alır.
her ne kadar insanlar kaçınıyor gibi gözükse de, kitsch tarzın türk toplumunun yaşantısının temel taşlarından biri olduğunu düşünüyorum. ayakta bile yer olmayan toplu taşıma araçlarına insanların binmekte ısrar etmesi, ilişkilerinde dönüp dolaşıp çirkin insanlarla nihayete erenler, ben bu programda hiçbirşey yapmıyorum diye kendisi bile bas bas bağıran okan bayülgen programlarının** reyting rekorları kırması ve entel kesimin müslüm gürses e merak salmasını başka türlü açıklayabilmek gerçekten zor.
milan kundera'nın tanımı olmadan eksik kalacak olan kavramdır;
"...son zamanlara kadar bok lafının basında b.. olarak geçmesinin ahlaki kaygılarla hiçbir ilgisi yoktur. bokun ahlaksızlık olduğunu öne süremeyiz herhalde, değil mi? boka karşı çıkma metafizik bir karşı çıkıştır. her gün yaptığımız dışkılama işi yaradılışın kabul edilmezliğinin günbegün kanıtlanması demektir. ya/ya da: ya bok kabul edilebilir bir şeydir (bu durumda banyonun kapısını kilitlemeyelim) ya da kabul edilemeyecek bir biçimde yaratılmışız demektir. bundan da şu çıkıyor demek ki; 'varoluşla kesin olarak uzlaşma'nın önerdiği estetik ülkü, bokun reddedildiği ve herkesin bok yokmuş gibi davrandığı bir dünyadır. Bu estetik ülkünün adı kitsch'dir."
balkan ülkelerindeki insanların genel hal ve hareketlerinin bütününün rahatlıkla altında toplanabileceği başlık tipi.
kendisinin x6 ya karısının da q7 sahip olduğu bir adamın cebinde çocuklarına süt alacak para bulunmaması, işe adidas eşofmanlarla gitmesi ve evinin 47 m2 olması en büyük göstergelerindendir.