iç ve dış sorunlara çözüm üretemeyen ve fazlaca yeşilçam melodramı izlemiş alaylı sosyolog-politikacının bir partiliye söylediği laftır. ve ekler, "bu işi canlı yayında yapmak ise, etkiyi artırır, halk gerçek sorunları unutur".
tabii ki, basit düşünen insanların duygularıyla oynamaktır ve samimiyetle ilgisi yoktur.
duygu sömürüsüdür demek daha doğrudur. şirket yönetiminde yapılanı budur.
siz işinizdeki şartların rahatsz ediciliğinden dem vururken "ben sizlerin iyiliğini düşünüyorum şunu şöyle nasıl yaptırabiliyorum diye fırsatını kolluyorum, sizin dediğinize de bakın, sanki ben sizi hiç dinlememişim, hiçbir şeyden haberim yok gibi, sanki umursamıyormuşum gibi laf söylüyorsunuz bana!" (suçlandırma tekniği)
heh bu durumda bu tür totoşlar hakkında hiç bir tecrübeniz yoksa, saf iyi niyetli biriyseniz "enee allah benim belamı versin, adam o konuda bişeyler düşünüyormuş ben ne diyorum yaaa" diye kendinize kızarsınız. eğer tecrübeniz varsa da dediğiniz sonuçlanana dek anasından emdiği sütü burnundan getirip şartların iyileşmesini sağlatabilirsiniz. çünkü bu sizin en doğal hakkınız.
yani, kitlelerin duygularına hitap edenlerin ard niyetli olup olmadığı konusunda çook uyanık olmakta fayda var. yoksa o melek yüzlü müdürün aslında öyle olmadığını pekala da görebilirsiniz.