4 şubat 1953'te Japonya'da dünyaya gelmiştir. müzikal bilgi ve becerisini kendi imkanlarıyla geliştirmiş, lise döneminde kurduğu Albatross adını taşıyan müzik grubuyla ilk eserlerini ortaya koymuştur. Klaus Schulze vasıtasıyla müziğinin ana enstrümanı synthesizer ile tanışmıştır. dönemin ünlü müzisyeni Fumio Miyashita ile müziğe bakış açış tamamen değişerek bu günlere gelmiştir. müzikal anlamda bilinen ilk çalışmaları 1980'lerin başından itibaren ortaya çıkmaya başlamıştır. Felsefi inanışı ise Budizm ve Şinto geleneklerini temel alır.
ilk "The silk road" parçasını dinlediğim müziklerinin hepsinin ayrı ayrı dünyalara götürdüğü büyük sanatçı. ayrıca şu söyledikleriyle benimsediği hayat felsefesi yönünden de beni baya bi etkilemiştir. iç huzuruma kavuşmamı sağlayan olay, doğduğum şehirden kilometrelerce uzakta ve de ona kesinlikle benzemeyen bir başka ülkede, mesela Kalkütanın herhangi bir sokağındaki bir dilenciyle eşit olduğumu farketmemdir.
sözcülerle anlatmanın imkansız olduğu ve her insan evladının en az bir kere dinlemesi ve tatması gereken muhteşem insan.ayrıca kendini tekrardan mütevellit diyenede bir tarafımla gülerim.
15 den fazla enstrüman çalabilen, müzikleriyle insanı kendi hayal dünyasına çekmeyi başaran sanatçı; new age in babası..
" ruhsal dinginliğe ulaşmamdaki en önemli etken, dünyanın bir başka ucundaki, kalkutadaki bir sokak dilencisinden hiçbir farkım olmadığını anlamamdır." demiş bir röportajında...
ustadin bir diger onemli ozelligi, farkli albumlerinde yer alan ayni eserlerin yorumlarinin hep cok farkli olmasidir. Hepsi birbirinden guzeldir lakin, 10 yillik calismalarindan secmelerin yeraldigi "ten years" albumundeki caravansary ve Theme from silk road mutlaka dinlenmelidir, dinletilmelidir.
notalar ile resim çizen büyük new age üstadı. boyu kısa saçları uzun ama yüreğinin büyüklüğü ölçülemeyen muhteşem insan. silk road, caravanasary gibi efsane eserlere imza atmıştır. en mutlu zamanınızda da en mutsuz zamanınızda da sizi ortak bir noktada birleştirmeyi başarır, o'da ruh derinliğindeki gerçek güzellikten başkası değildir.
o çalarken çıt çıkarsanız konserini binlerce insana rağmen terk edebilecek kadar kapris sahibi ancak tüm kaprisleri müthiş eserlerini bir kez canlı dinlemek uğruna çekilebilecek sanatçıdır.