kitap satan yerlerde çalışanların kendilerine yakıştırdıkları meslek ismi. ilginç bir iştir. müşteri gelir ve bir filozof sorar. siz başlarsınız anlatmaya. gören profesör sanar sizi, ama tek bildiğiniz gelen gidenden duyduğunuz bilgidir. dışardan bakanlar nedense kitapçıları çok entel sanar, sanki o mağazadaki her şeyi okumuş yalamışdır. ama yalandır. sonuçta kitap da muz gibi elma gibi bir üründür. alınır, pazarlanır, satılır, tüketilir. bu işlemlerin kitapçıya düşen bölümlerin hiçbirinde entel olmak gerekmez. bu durumu cağaloğluna gidince daha bir farkediyor insan. orda cidden her mala nasıl davranılıyorsa kitaba da öyle davranılıyor. işte o zaman kitabın da bir ürün olduğunu kitapçının da enikonu tezgahtar olduğunu idrak ediyorsunuz.
her kişioğlunun hayatında olması gereken temel hizmet alanlarından biri.
aile hekimi,
diş hekimi,
kuaför-berber,
psikolog,
kitapçı,
kitapçılar da oturulacak yerler olmalı,çay içilip yayılacak,yayılırken alacağın kitabı okuyabileceğin bölüm olmalı.hatta bazen kitapların arasında huşu içinde sabahlamak isteyen konukları için yatılabilecek portatif yataklar olmalı.kitapçılar 7/24 açık olmalı.gececiler için gececi kafasında kitapçı mihmandarları olmalı.kitapçının ürün profiline ve iç yapımına uygun müzikleri olmalı.hiç biri olmazsa zemininde yumuşacık halılar olmalı.her zaman yere oturup kitap okuduğum için ihtiyaç duyduğum ayrıntılar.filmi olan kitapların filminin izlenebileceği küçük sinema salonu olmalı.kitabını okuyan filmini izleyebilmeli.söyleşi ve okuma grupları için kapalı salonları olmalı.
olmazsa gelecekte izmir,erzurum ya da hatay'da ben böyle bir ''kitapçı'' durağı açacağım.olmadı karavanımla gezici ''kitapçı'' olacağım.
Huzur abidesidirler. Hiç ses olmayacak sadece kitaplar ve sen olacaksın orada bir saat takılıp çıkacaksın -fazlası kafa yapar- süper bir terapi gibi oluyor. imkan olsada gitsem diyorum keşke.