"...demek uzaklık her şeyi bölesinde değiştiriyor diye düşündü; demek her şey insanların yanımızda olmaları, ya da bizden uzak olmalarıyla değişiyor; çünkü kayık koydan açılıp uzaklaştıkça, Mr. Ramsay'e olan duygusu değişiyordu."
"Durum gittikçe karışıyor albayım." içini çekti: "Her geçen gün yeni suçlar öğreniyor insan. Okudukça, düşündükçe, yeni insanlar tanıdıkça sadece günahlarının arttığını hissediyor."
"O kadar kitap okuyorum, hala manav beni kazıklamayı basariyor."
Bu cumledeki samimiyet ne kadar da hostur.
Not: whatsapp durumumda epey sure yer almisti bu cumle. Dusunceli arkadaslarim "kim o, hangi manav?" Gibi sorulari ile bana bolca tebessum ettirmislerdir.
''...sonra çoğu kızın yapmacık olduğunu anladım, eski sevgilimin etkisi çok burada. Kızlar ya sevişmek istiyordu ya da tapılmak...
Sevişmek eğlenceli şeydi fakat sırası değildi, sırası olsa bile olur olmaz herkesle sevişilebilir miydi?''
“Bu ömür boyu sahip olduğum altı yüz kırk birinci balık. Tanrı'nın yarattığı başka bir canlıya bakmayı ve sevmeyi öğrenmem için ailem yıllar önce ilk balığımı almıştı. Sahip olduğum altı yüz kırk balıktan sonra öğrendiğim tek şey, insanın sevdiği her şeyin bir gün öleceği oldu. O özel kişiyle karşılaştığın ilk anda, onun bir gün ölüp toprağın altına gireceğine emin olabilirsin..."
“Bir kız arayıp soruyor: "Ölmek çok acıtır mı?
Evet tatlım" diyorum ona, "evet ama yaşamaya devam etmek daha çok acı verir."