Bu aralar kendimi kitaplara verdiğim gerçeği vardır. Kitaplarım bitmeden yeni kitaplar sipariş ettim. Biraz kendi hayatımızdan kopup başkalarının başka kahramanların hayatına sığınmanın vakti gelmedi mi sizce?
Abartıldığını düşündüğüm tek eşya olabilir. Kitaptan çok şey öğrendim ama tecrübe etmek her yönden daha iyi bence tecrübe herkesin sahip olmasını istediğim tek şey
Sizi zaman ve mekan yolculuğuna çıkarır. Bir başka alemlerde gezersiniz. Yaşadığınız bu kahpe dünyadan başka dünyalara doğru bir geçiş. işte böyle.
Belkide o kitabı yazan yazarın iç dünyasında bir yolculuk olsa gerektir bu. Her ne olursa olsun. Önemli olan o yolculuktan zevk alıp almadığınızdır. Yoksa kitap yarıda kalır. Okumaz insan.
Burda roman kitaplarına değindim. Bilimsel vs kitaplar ayrı bir konudur.
Eveeet. Epeydir bu başlığa yazmak istiyorum, çünkü; beni oldukça heyecanlandıran şeylerden bahsedeceğim, kitapların insanı nasıl büyüleyebileceğinden.
Okuyacaklar için şimdiden oldukça subjektif bir entry olacağını söylemeliyim.
Çocukluğumun çok küçük yaşlarından beri, gördüğüm her şeyi okumaya ve kalemle yapılan her türlü faaliyete yoğun ilgim olduğunu düşünüyorum. Annemden öğrendiğim ilk insana benzeyen çizimlerimi yapmak, kardeşimle kavgalarımızı ve günlük dert tasalarımı (!) yazmak için günlük tutmak ve istediğim -o döneme göre ve bir çocuğa göre- pahalı eşyalara sahip olmak için babamın teşvikleriyle beraber kitap okumaya başlamak hep ilk çocukluk dönemlerimde kendini göstermeye başladı. Sınıftaki hızlı okuma yarışmaları ve okulun kitap okuma yarışmaları beni her zaman cezbetti, aynı zamanda hırslandırdı. Şimdi düşündüğüm zaman evde televizyon izlemek yerine anne-babamın elindeki kitapların daha ön planda olması beni bu yola sokan faktörlerden olabilir.
Henüz yaşlarımız küçükken annemin hastalığı bendeki duygusal yoğunluğı oldukça arttırdı ve henüz on yaşlarındayken kalemle boş bir deftere başladığım isyan dolu bir kitap yazma çabamı, tuttuğum sayısız "günlük" devam ettirdi. Yaklaşık 7 yıl önce içimi dökebileceğim ve küçük yazılarımı, türlü şekillerde, hayatımdan habersiz kişilere okutmak için yeni yeni keşfettiğim bu siteye aktardım.
Sevdiğim şeylerde yapıcı da olsa eleştiri almaya çok açık biri olmadığım için, kötü düşüncelerini belli oranda göz ardı edebileceğim okurlardan oluşan bu siteye yazmaya başlamak benim için güzel bir olaydı.
Çok güzel yorumlar aldım, çok güzel insanlar tanıdım ve burası hayatımın sadece yazılarıma ait köşesi olmaktan çıktığı zaman benim için yazdıklarımı biriktirebileceğim bir yer olmaktan da çıkmıştı.
içimdeki bir şeylere dair yıpranmışlıklar yazı yazma hevesimi de yavaş yavaş söndürdü..
Kafamdan geçtiğinde aklıma oğuz atay'ın tarzını hatırlattığı için onun kitaplarından birinde karşılaşmış olabileceğim benzeri bir yazı gibi "yanlış yapmaktan korktuğum için, hiçbir şey yapmadım."
Duygu ve düşüncelerimin olaylarla harmanlanmış hallerini yazıyordum ve yanlış şeyler yazmaktan korktuğum için zamanla hiçbir şey yazmadım.
Bütün güzel insanlar yazarlar ve şairler değildi ve onlarla ölüp gitmediler biliyorum ama, insanlar kendilerini bir yazarın kendini kitaplarında açtığı gibi kolay kolay açmadığı için, insanlardan kaçtığım tüm zamanlarda kitaplara sığındım.
Ne zamandan beri en büyük hayallerimden birinin harika bir kitaplığımın olması olduğunu hatırlamıyorum. Fakat çivileri asla çakılmamış o kitaplığın içindeki kitapları yavaş yavaş biriktirmeye başladım yıllardır. Koyacak yerlerim azaldıkça kolilere koyduğum kitaplarımı sararmalarını önleyerek saklamanın yollarını aradım. Bulmuş değilim bu arada. Yani hayalim hâlâ, asla tozlanmasına izin vermeyeceğim büyük bir kitaplığımın olması.
Zamanla, bir kitap okuyorsam üç kitap edinmeye başladım. Paramın olmadığı zamanlarda bile kitap satın alma aşkımın altında yatan düşünceyi merak etmekteyim hâlâ. Bu durumdan hoşlanmasam da elimdeki kitaba baktıkça kalbimin hızlanmasına engel olamıyorum. Kitap okumak benim için harika bir duygu olsa da en az bunun kadar güzel bir duygu olan kitap edinme sevdasına tutuldum.
Aslında başlarken neler yazmayı planladığımı hatırlayamıyorum o yüzden amaçlarımın tamamlanıp tamamlanmadığından bihaberim. Bu yüzden yazının sonunu nasıl getireceğimi de bilmiyorum çünkü ne yazsam yarım kalacakmış hissi şu an yanımda bağdaş kurmuş beni izliyor.
Sanırım kaybettiğim yazı yazma hevesi bunun gibi sonlanmıştı. Fakat dinlemek ve okumak (yani, bir yazarı dinlemek) isteğim hiçbir zaman solmadı.
....
Yazıyı bitirebileceğim güzel bir bağlama noktam olsun isterdim, sonu insanı şok eden romanlar ya da filmlerdeki gibi. Kafalardaki tüm taşların yerine oturuşu gibi...
Eğer kitap saklamayı sevmeyen biriyseniz, bana bir hatıra yollayabilirsiniz. Emin olun hayatınızı bilmek ve içine girmek istemiyorum. Sadece kitabı okurken, bunun bir önceki okuyucusunun kimi paragrafları kafasını sallayarak ya da hayallere dalarak okumuş olacağını bileceğim. That's all folks!
insanın sakinleşmesine oldukça yardımcı olan basılı dizgi.
1 haftadır kitap okumuyorum ve ruh halim o kadar kötü ki kendimi anlamsız derecede boşlukta, mutsuz hissediyordum.
Okuyunca insan hem dış dünyadan uzaklaşıp hem de dış dünyaya sıkı sıkı bağlanıyor.
Dış dünyadan sizi bir nebze de olsa soyutlayabilen ve en tatlı uykuya daldırabilen, sahiplendiğiniz bazen sanki bir bütünmüşsünüz gibi hissetiren dost gibi dost.