çok popüler mi bilmiyorum ama "Böyle Buyurdu Zerdüşt" bu saydığın özelliklerin hepsini taşıyor. he birde unutmadan emberto eco'nun gülün adı. popüler olabilirler ama 50 defa okusan 50sinde farklı seyler anlayacağın kitaplar. amin maalouf'da bir bakın derim.
Amin Maalouf-Doğunun limanları,semerkant
George Orwell-1984.
Anthony Burgess-Otomatik Portakal
Yusuf atılgan-aylak adam
Stefan zweig-bir çöküşün öyküsü,olağanüstü bir gece
Grigory petrov-Beyaz zambaklar ülkesinde
Paul Watzlawick-iyideki kötü
Marquez-Kırmızı pazartesi
ve tabiki Nutuk.
Jeremy James "The byerly Turk" Namı değer Türk Atı" veya Azaraks = Ateşin Oğlu = Dutch kralın tabiri ile "Bu at kralların atı değil, Atların Kralı" denen Ateşin Oğlu Azraks'ın hikayesini anlatan kitaptır.
Kitabın asıl konusu Savaş Atları" yani bugünlerde ingiliz Yarış atı diye bildiğimiz "thoroughbred" bütün atların atası Osmanlı Türklerinden esir düşen bir Türk savaş atının hikayesi olsa da, kitap Osmanlı tarihini inanılmaz objektif bir boyutla anlatmaktadır!
Kitabın tercümesi de inanılmaz iyi yapılmıştır. Ayrıca yazarın anlatım dili insanı adeta o dakika oradaymış gibi inanılmaz bir gerçekçilik ile kitabın içine sokar.
Filmi çekilse War Horse, Hidalgo, Kingdom of Heaven, Brave Heart, Black stallion, Troy, Gladiator vb. filmlerin dahi hikayelerini geride bırakacak baş yapıt bir romandır.
Özellikle Osmanlı tarafından bok kadar dahi değer verilmeyen Azaraks ve gene zerre değer verilmeyen Okçu seyisin (Atı yetiştiren binicisi seyis) Viyana kuşatması vb. bir çok savaşta birlikte verdikleri mücadele gelmiş geçmiş en epik filmlere ve hikayelere dahi şapka çıkartacak bir kahramanlık ve aynı zamanda duygusallık içerir.
Bu at bugün var olan "ingiliz, irlanda vs. yarış atları" diye bilinen bütün atların ortak atası tek bir Türk savaş atının gerçek, tarihi verilere dayalı hikayesini anlatır.
Aynı at, esir düştükten sonra hayatında ilk kez savaşa girecek olan ingiliz Abay'ın hayatını değiştirir, sayısız zafer kandırır ve ingiliz ordusunun yegane simgesi haline gelir.
Dünyada ilk hipodrom yarışı düzenlenmesine sebep olan, bu yarışı da anormal bir farkla kazanan, o gün bu gündür adına hala ingiltere de koşu düzenlenene efsane atın hikayesidir.
Bugün dahi atı sahiplenen albaya ait şato turistik otele çevrilmiştir, kral dairesi "The Byerly Turk" olarak anılmaktadır. Duvarında hala ta at ilk geldiği yıllarda yapılan at ile seyisin portresi asılı durmaktadır.
Bu atın direkt soyundan gelen bütün torunları anormal derecede yüksek bir yarış kazanma oranına sahiptir! torunlarından onlarca şampiyonluğa imza atmış bir tanesi bir kaç sene önce yaklaşık 300 Milyon dolar gibi bir fiyata satılmıştır!
Direkt soyundan gelen atların tamamının yarışlarda anormal bir üstünlükle başarı elde edeceğine garanti bakılır!
Steven Spielberg'ün War horse gibi filmleri, Hidalgo Siyah inci/Black Stalion vb. bir çok filmin direkt bu hikayeden esinlendiği ne hatta direkt çalındığına çok eminim!
insanı göz yaşları içinde bırakan çok etkileyici bir romandır. inanılmaz epik tamamen gerek tarihi veriler üstünden yazılmış muhteşem bir baş yapıttır.
Not: ilk 100-200 sayfad anlatılan Azaraks değil, Azaraks'ın hikayesinin yazılmasına sebep olan başka bir ata aittir. Anadolu/Türk topraklarına gelen bir ingiliz çok gariban, sıradan vs. olduğunu düşündüğü bir atı bir Türk köylüden satın alır, bu atla istanbul'da bir limana doğru yolculuğa başlar!
ilk başlarda inanmaz bezmiş, zayıf, güçsüz, çelimsi görünen bu at yolculuğun devamı ile ingiliz tarafından çok iyi beslenmeye, çok iyi bakılmaya onurlandırılmaya başladıkça at her geçen gün adet evrim geçirircesine anormal güçlü, zeki ve güzel bir hayvana dönüşmeye başlar!
Bu atın soyunu merak eden ingiliz araştırmalara başlar ve sonunda " Ateşin Oplu = Azaraks ile ilgili tarihi bilgiye ulaşır"...
Yani ilk 100-200 sayfada hikayenin sıradan olduğunu düşünmek gibi bir yanılgıya düşmeyin! Esas hikaye 200'üncü sayfadan sonra başlamaktadır!
ince Mehmet b. bir çok romanı açık ara ile geride bırakacak muhteşem bir baş yapıttır...
ayaşlı ve kiracıları- memduh şevket esendal
lise sonda dershaneye giderken türkçe netlerim artsın diye tramvayda okuduğum romanlardan biri. cumhuriyet döneminin henüz başındaki dönemi anlattığı için ilginç ve sürükleyiciydi. tramvayda yol 45 dakika olduğu için 5-6 gidiş süresinde bitirdim.sonra ne mi oldu? 34 doğru 6 yanlış.o da yeter.