..ve o gün janıtın ne yapacağını bilmeden ilerliyordu karanlık ve kuytu sokaklarda. kuytu demişken ne garip bir isim de mi yavv..neyse. sonra karşısında bir köpek belirdi. hav hav dedi. janıtın hoşt diyince, köpek ayaklarını götüne vurarak kaçtı.. janıtın korkusundan altına sıçtıydı..hehe.. ondan sonra janıtın öldü..
sürecin çok uzun olmasından kaynaklı akla gelen her şeyi yazma isteği sonucu tüm konunun birbirine karışmasıdır. 276. sayfadan geri almaya kadar gider * sonunda ne olucak ben bile bilmiyorum.
anlatmak istediğin bir çok şey vardır.konuyu bir oraya bir buraya çekerken lastik gibi uzar da uzar paragraflar bitmek bilmez bir türlü.
en sonunda ne asıl konunun ne olduğunu hatırlarsınız ne de nereye bağlanması gerektiğini.
sona kadar mükemmel getirilip de sonu bağlanamıyorsa eğer intihar edilebilir. namın yürür yani. on yıllar boyunca ''yazar bu kitabın sonunu getirmiş olsaydı kim bilir ne kadar içimizi acıtacaktı, bıdı bıdı '' diye konuşulur. durduk yerde romancılığın james dean'i olursun.**