yayınevine 4000 lira veren herkesin kitabının basılmadığı, yazarlığın harbi yazarlık olduğu eski dönemlerde bir çok kadın, toplum baskısı ve değersizliği yüzünden erkek ismiyle kitap yayımlamıştır. bu algının sebeplerinden biri de bu olabilir.
Şimdi bir gözlemime göre şöyle bir durum var. Bayan yazarların bakın yanlış anlamayın hepsi ya da genelleme demiyorum bir kısmı hayatta yaşadıklarını,gördüklerini aktarır ki ciddi bir olay örgüsünü yaşamak her kadının işi değildir.Kaç bayan olan bataklığa girer çıkar,ailesine karşı gelir ya da genel içerikli ilişkiler yaşar ki? Ancak bir erkek daha hayalperest maceraya açık ya da her şeyi elinin tersiyle itip kendi yaşamını kurmaya yönelebilir. Son baktığım kitapta bir bayan yaşadıklarını yazmış, kanser olmuş eşinden ayrılmış ardından menapoz sonra kitap yazmış kitabı tutmamış bunalıma girmiş falan falan. Bu yazdınlarım bir yönden bakış açısı,tamamen fikrim değil kesinlikle yanlış anlaşılmak istemem. Ha birde şu var,kadınlarımız korkar da yazarken,beğenilmeme korkusu,malum.
Elif Şafak ile yazarken ki psikolojisi hakkında konuşmayı çok isterdim.Kendisi bayan,populer dünyaya hitap ediyor,divan edebiyatından esinlenebiliyor,dervişleri tarikatları da bildiği var ve tüm bunları çok güzel harmanlayıp bize sunuyor. Bu kadın yazmaya devam etmeli.