Zihninde olmayan migreninin sancısını tetikleyecek kadar yoğunlaşan düşüncelerden bunaldığında kahvesinden bir yudum daha alarak perdesi sonuna kadar açık camdan, şehrin ışıklarına meydan okuyabildiği kadar görünen yıldızlara baktı ve mırıldandı:
"Bir aşkın kafakağıdı'dır" Birazdan okuyacaklarınız. Ne zaman nerede doğmuştur. Ana ve baba adı, bildiğiniz kafakağıdı'dır. Tek fark ölüm sebebi ve tarihide mevcut olup aşkın şiirleşmiş halidir...
Uyumak ve ölmek arasında ki farkı düşündü, uyumak sonunda uyanmama ihtimalini düşünmeden yapılan bir ölmekti belkide ; kararsız kaldı.günlerdir uyuyamaması ölmek isteğine bir savaş açmışçasına zorunlu mağlubiyetini bekliyordu.
Yine sıradan bir güne başladığımı sanmıştım, fakat beklenmedik olayların gelişeceğini, onun ile tanışıcağımı ve ondan ilk günden nefret ediceğim hiç aklıma gelmezdi gelemezdi kimse başına gelicek felaketi önceden bilemezdi o felaketi sevemezdi.
Hey, evet sen, sana diyorum. Eğer aradığım ve her şeyi anlatacağım o özel kişi sensen lütfen okumaya devam et ve beni asla yalnız bırakma, diğer insanlara anlatma. Ama yok, eğer aradığım insan sen değilsen lütfen beni aldığın yere geri bırak.
Gölgeye hayat veren aydınlık olsada, onlar en güzel oyunlarını karanlıkta oynarlar. Hikmet midir yoksa lanet mi bilinmez, gölgeyi hissetmeyen idrak edemez sergilenen harikaları. Ben buna gölgenin huzuru diyorum, bazıları da yalnızlığı... Sen ne dersin bilemem ama gölge olmadan fikri olanlardan olma isterim.
Bir fikrim olsun diyeydi; pratikteki bu çabam, yenilgilerim, aşklarım, arsızlıklarım hepsi ben istedim diye olmuş, istemeseydim olmazdi ahbap iyi dinle; fikir dediğin gökten zembille inmiyor diyedir bu harcanışım. Yaşım henüz otuz, bir fikrim var şimdi. Beni iten bir güç;
Anlatiyorum ahbap iyi dinle;
Hayir, hayir anlatmicam. Çunku bu kaypak toplumda insana yuregini acmak.. sacmalik.