kütüphanemden o kitabı rasgele, sırf elimi atınca o geldi diye alıyorum ve sayfaları karıştırmaya başlıyorum. işte o cümle.. tekrar okuyorum ve sayfanın üstünden çenemi okşayarak haz dolu birkaç saniye geçiriyorum. zihnimde kitap hızlı bir nehir gibi akıyor. sonra ulaştığım doyumla kitabı yerine geri koyuyorum.
ders çalışırken yaptığım eylem. üniversite kitaplarımın hepsinin önemli gördüğüm kısımları altı çizilidir. bazen daha kolay anlayabilmem için de yanına boş yere notlar alırdım. çizmemin amacı ise daha sonra geri döndüğümde kolayca bulmak ve sınav öncesi o kısmın daha da dikkatimi çekmesini sağlamak istemem. yalnız çizmediğiniz kısımlara da dikkat edin çünkü yapamadığım soruların büyük kısmı önemsiz diye gördüğüm çizmediğim kısımlardan çıkmıştır. buna rağmen cümlelerin altını çizmek iyi notlar almamı sağlamıştı.
maalesef son 2 yıldır düzenli olarak yaptığım eylemdir. maalesef diyorum çünkü kitaba olan konsantrasyonum dağılıyor, çiz, kenara not et vs. kitap okumayı işkenceye dönüştürüyorum kendime.
Samimiyetsiz bir davranıştır.
Hele ki altı çizili kelimelerin sarı fosforlu kalemle üstünden geçilip instagrama hikaye yâ da fotoğraf olarak atılması ekstra bir yavşaklıktır.