kitabı yalnızca bilgilenme aracı olarak gören dangalakların fikridir olsa olsa.
Güzel kardeşim kitap bilgi aktarımının başlıca kaynağıdır. bilgi kitap aracılığıyla aktarılır orada sorun yok eyvallah fakat atlamamamız gereken bir mevzu da var ki roman şiir vs gibi edebiyat dalları da kitap aracılığıyla topluma sunulur ve kimse kusura bakmasın, beni elitistlikle suçlamasın bir konuyu hayatında kitap okumamış biriyle konuşmaktansa iyi bir roman okuyucusuyla konuşmayı tercih ederim.
Roman, şiir, hikaye okuma iyidir. sanat ile estetik ile aranızda bağ kurmanızı sağlar.
Sanat insanı ehlileştirir güzelleştirir.
yani;
kitap okuyun amına koduklarım artizliğinizi sikerün.
Kedi ulaşamadığı ciğere mundar der sözünün can bulmasıdır. Zira yapamıyordur, bilgileri beyninde koyacak yer bulamıyordur. Kendine kılıf bulmaya çalışmıştır.
tamamen saçmalık kitap okumayan insan ölüdür.
hayattan tat almaz kitap okumayanlar bilemez o hikayenin içinde kaybolmayı dünyayı unutmayı o huzuru o kapılmışlığı.
Bunu ne anlamda söylediğine bağlıdır. Yukardaki arkadaşın dediği gibi pragmatizmcilik olabilir. Tüm hayatını faydacılık üzerine kuran biri diyorsa cahil yada boş kafalı demek bok yemektir afedersiniz. Yalnız bu faydacılık sadece kitaba gelince oluyorsa cahil boş kafalıdır efenim.
kismen dogru olan onermedir. nice insanlar var kitap okumayip, ders calisarak hayatini mutlu yasayan... bir de falan kitabini okuyunca adam oldugunu zanneden insanlar vardir. sonucta bir fikir saygi gosterilmesi lazim. unutulmamasi gereken bir nokta daha vardir ki, sonucta tarihte kitap okumayarak devrim yaratan insanlar da vardir.
marjinal olacağım, medeniyeti inkar edip anarşist görüneceğim, çok tuhaf fikirlerim olduğu sanrısı yaratacağım diye bir taraflarını yırtan anarko dangalakların eylemi.
işte herkes modernitenin insanı kimliksizleştiren soysuzlaştıran kıskacından bir şekilde kaçmaya çalışıyor. kimi daha evvel yazılmış bilgileri düşünceleri kullanarak bunun üzerine bir şeyler koymaya çalışıyor kimi köktenci bir tutumla ne var ne yoksa reddediyor ve bunu yaparken oluşturduğu o çok orjinal fikirlerin belli bir kültür birikimi neticesinde çıktığını göz ardı ediyor.
insan yaşadığı andaki psikolojisine göre hareket eder. Öyle anlar olur ki, zor veya acı günlerden çıkışı, anlık dahi olsa unutmayı kitaplarda ararsınız. Günde 1 kitap bile bitirir hale gelebilirsiniz.
Kimi zaman da ne kadar isteseniz de bahaneler üretir; yaz gelince gonca bitince diye diye ilk sayfasını okuduğunuz kitabı aylarca elinize al(a)mazsınız...
Okumak güzeldir. illaki kitap olması da şart değil. dergi, gazete, internet haber siteleri, makale, blog v.s... v.s... liste uzar gider. insan canı istediğinde okumalı. istemediğinde ise okumamalı tabi ki...
Yalnız kitap okumamakla, ya da sığ görüşlerle hayatında mecburen özellikle okul sıralarında okudukları gençlik kitaplarından bahsedip hayatımda tek kitap okudum o da şu ya da ben hiç kitap okumadım. Okumayı sevmiyorum diyenler de vardır ki...
Kimse kusura bakmasın ama! Ben cahilim. Paçamdan akıyor demenin başka bir şeklidir bu övünme şekli...
Kitaptan zarar gelmez. Okuyunuz efendim. Tabi okumak istediğiniz zamanlarda.
Ancak benim hiç içimden gelmiyor. Hiç de kitap okumadım ki neyim eksik gibi şeyler zırvalıyorsanız eğer...
kitap okumayı lüzumsuz bulan bir kimsenin içine düştüğü çelişki içler acısıdır. kitap okumanın lüzumsuz olduğunu söyleyen kişi bu sözünü kitap okumadan söylüyorsa bu sözü niçin söylediğini bilemez. elbette burada kitap okumak derken her türlü elektronik ortamda bulunan ve kitap okumakla kastettiğimiz şeyin yerine geçecek her türlü okuma etkinliğini de dahil ediyoruz. yani, kitap okumak derken genel anlamda okumayı kastediyoruz.
öncelikle, kitap okumanın lüzumsuz olduğunu iyi anlatmak için yine kitap okumaya ihtiyaç vardır. kitap okumayan birinin, kitap okumanın lüzumsuz olduğunu söylemesi gerçekten de çok lüzumsuzdur. kitap okumayan birinin kitabın ne olduğunu ve kitabın içinde neyin olduğunu bilmeyeceği için kitap okumanın lüzumsuz olduğunu söylerken kitaptan neyi kastettiği belirsizdir.
okumayan biri kendisini geliştirmemiş olan biridir ve bu yönüyle söylediklerinin ciddiye alınmamasında büyük bir yarar bulunmaktadır. her sözü ciddiye almak, bu sözleri açıklamak ve onlara cevap vermek için harcanan emeğe değmeyebilir. kitap okumayan ve kendisini geliştirmeyen birine kitap okuyan birinin yaptığı açıklamalar karşılık bulmaz diyebiliriz. söylediği sözler boşa gideceğinden kitap okuyan birinin bu sözleri hiç söylememesinde yarar vardır.
güzel bir söz söylendiğinde "edebiyat yapma" denilen, anlamlı bir söz söylendiğinde "felsefe yapma" diye tepki gösterilen toplumumuzda kitap okumanın lüzumsuz bulunması kadar normal bir şey yoktur aslında. kitap okumak doğal olarak "felsefe yapma"ya veya "edebiyat yapma"ya yol açacağından dolayı kitap okuyan kişiler toplum tarafından dışlanan ve yeterince kabul görmeyen kişiler olmaktadır.
kitap okumanın genel olarak kişilerin sadece kendilerinde bulunan yeteneklerini keşfetmelerine yol açtığını, bunun yanında kendileri gibi düşünme ve anlama yetileri olan başka insanları anlama, onların kendilerinden farklı olduklarını farketmeyi sağladığını göremeyen bir kimse, ne kendisinin biricik yeteneğini farkedebilir ve onu işleyebilir ne de kendi dışındakilerin aynı biricik yeteneklere sahip olduklarını görebilir. yeteneklerini işlemeyen birinin bu yeteneklere hiç sahip olmayandan bir farkı olmaz
kitap okumanın sevdirilmesi, kitap okuyan insanların kendi sorumluluklarıdır. kitap okuyanlar, insanların yeterince kitap okumadıklarını ileri sürerek sorumluluklarını üzerinden atamaz. kişi kitap okumakla kitap okumanın nasıl sevdirileceği ve sempatikleştirilebileceğini anlamış olmalıdır.
özetle, elitist bir insan olmadığım halde kitap okuyan insanların kitap okumayı lüzumsuz bulanların yanında elit olduklarını düşünmekteyim. elitizm de ancak, toplumda kitap okumanın artmasıyla son bulabilir.