Son derece doğru tespit. Kelime dagarcigi kısıtlı olduğundan iki lafı biraraya getiremez, kendini ifade etmekte zorlanır. Ben bile okumaya ara verdiğimde konuşma tarzım fark ediyor.
yanlıştır. doğruluk ihtimali gözle görülemeyecek kadardır. tabii ki ben kendi adıma konuşuyorum kitap okumuyorum sadece lise ve ilk okulda zorla okutulanlar kadardır kitap okuma serüvenim. fakat gayet büyük büyük kelime haznem vardır ve nerede ne kullanacağımı bilirim..
doğruluk payı olsa da hayatında hiç kitap okumayıp hiç susmayan insanlarda oldukça çoktur. tabi genellikle boş konuşurlar, ama mesele konuşmaksa konuşuyorlardır. hiç çekinmezler kelimeleri ardı ardına fütursuzca sıralamaktan. çoğu zaman düşünmezler bile ne konuştuklarını öylecene ağızlarından düşer kelimeler. sanki ishal olmuş gibidirler, farklı olarak ağızlarından ihtiyaçlarını gidermektedirler adeta...
çocukluktan beri kitap okumayı çok severim. abimin kitap özeti ödevlerini bile ben yapardım küçükken. bu okumaların elle tututlur bir faydasını aramak gereksiz. zaten asla kendimi geliştirmek için okumadım zevk aldığım için okuyorum ben. gördüğüm en büyük faydası adres tarifleri. birkaç kişiye adres tarif ettikten sonra o kadar güzel tarif ettin ki elimle koymuş gibi buldum dediler. heralde dedim hacı o kitapları boşuna okumadım.
Bunlar iki kelimeyi evirir çevirirler sürekli, o kadar sığ o kadar kısır bi konuşma tarzı. Bi de metroda otobüste kitap okuyana entel şekil yapıyo falan derler embesiller.
Ağzın laf yapması kavramı çok konuşmak ya da taşı gedigine oturtmak olarak anlasilmamali bana göre zira çok konuşup sohbetine katlanamadigimiz insanlar var.
Bence ağzı laf yapan kişi bir konu hakkında gerektiği zaman 3-5 dakika sacmalamadan konuşabilen kişidir.
Bu konuşmanın şiirsel veya edebi bir yönü olmak zorunda da değil ama sosyal bir konudan bahseden insanlar genellikle okumaya da meraklı oldukları için illa ki bir anektod anlatma bir gönderme yapma hissiyati içindedir.
Bu durumun sebebi ukalalik yapmak değil keyif aldığı bir şeyi paylasmaktir.