Teknoloji ile alakası olmayan durumdur. insanın içinde varsa okur arkadaş. Ben çok kişi tanıyorum gününün 1 saatini okumaya ayıran sosyal medya biraz kafa karıştırıcı olabilir ama isteyen kişi için her zaman bir fırsat vardır.
Benim evime hala gazete girer mesela. Herkesin elinde akıllı telefonu ve bilumum uygulamaları var ama gazeteyi eline alıp okumanın tadını almış bir aile olarak bunu devam ettirme konusunda ısrarcı davranıyoruz.
Her şeyin görselliğine uyduğumuz için bir zaman sonra zul gelen bir sorun. Adam iki satır bir şey okuyunca öff amaaan kim uğraşacak diyor ama 3 saatlik bir diziyi bıkmadan usanmadan izleyebiliyor. Bu arada Sırbistan başkanı okumadan konsolosluğu yanlışlıkla Kudüs e taşıdı biz mi okuyacağız dediğinizi duyar gibiyim. Maalesef.
Kitabı okumadığın zaman kitabın sana, senin kitaba bakïp vicdanen rahatsızlık duyacağım konular olacaktır. Kitap: nolur beni bitir der gibi sana bakıyordur, arkadaşınım ben senin dercesine gibi durum söz konusu.
insanı başka bir hayata sokuyor , okumayanları gerçek anlamda anlayamıyorum.
gerçek hayattan soyutluyor adamı , okuyun okuyun hem şu kelime hazneniz gelişir .
Kitap okumak düşünce yetisini köreltir gibi saçma düşüncelere sahip yazarları keşfetmemizi sağlayan başlıktır. Ömrü boyunca kitap yüzü görmemiş bir zır cahil, binlerce kitap okumuş Atatürk'ten daha iyi düşünüyor yani? Tarihe yön veren şahsiyetleri araştırma zahmetine katlanabilirseniz hepsi hakkında mutlaka çok okuyan biri olduğu hakkında şeyler bulursunuz.
Ne kadar çok şey bilirsen(biz buna felsefede şema diyoruz) o kadar çok şey düşünürsün(düşünce şemalar arası bağlantılardır,haliyle çok şey bilen yani çok kitap okuyan daha iyi düşünür.)
Sen kitap okumazsan ömrün boyunca kaç aşka şahit olabileceksin, kaç cinayet çözebilecek veya geçmişte kalmış olayları nasıl öğreneceksin? Amerika'daki bir bilimsel gelişmeyi gidip yerinde göremeyeceğine göre tek şansın okumak. insan ne kadar çok farklı olaya şahit olur veya şahit olanlardan okursa(şahit olan yazardır, kurmaca veya gerçek olabilir) meydana gelen olayları o kadar farklı yönlerden ele alabilir.
al istediğin kitabı, incele. en az %80 i dolgu. tıpkı diziler gibi. gereksiz meseleleri uzuuun uzun anlatıp can alıcı noktalara pek değinmezler.
çünkü çoğu ticari kaygılarla basılmıştır.
ha bu aslında bir tarz eleştirisidir. dolu kitapları okuyun. ya da içindekileri bilmiyorsanız okuyun.
kitap okuyup yeni fikirler üretmiyor sadece okuduğun yazarların fikirlerini kopya ediyorsan senden bi cacıkta olmaz. onu da ekleyeyim.
kitabı okuyacaksın. o yazarın fikirlerine alternatif fikirler üreteceksin. hic değilse kafanda onu yeneceksin. diğer okudukların ve senin ürettiklerinle yeni bir bakış açısı oluşturacaksın. senin ürettiklerin kısmının altını çiziyorum. o olmazsa olmaz.
gayet yerindedir, insan okudukça daha cahil olduğu gerçeğiyle yüzleşir ve bilgisi arttıkça bilmediği şeylerin ne kadar çok olduğunu görür. hal böyle olunca insan kendini kötü hisseder ve üzülür.
kitap okumak insan sağlığına bu yüzden zarar veriyor.
cehallet mutluluktur, mutluluk haktır ve önlenemez!
hayatta yapılacak en büyük hatalardan biridir. çünkü; ne kadar okunsa bile, hala öğrenilecek, sır perdesi açılmamış, farkına varılmamış, farkına varılmış veya sentezlenmemiş henüz anlaşılamayan çok konu vardır. yararlı bilginin nerede olduğu belli olmadığı gibi, gerektiği zamanda bilemediğimiz çok basit şeyler de vardır.
birde; bazen öyle derin kitaplar vardır ki azizim, onları hakkıyla anlayabilmek için ondan önce yüzlerce kitabı okumak icap eder.
O kitabın içindeki yaşananları hissetmek , kitaptaki kadına aşık olmak , karakterleri sonuna kadar hissetmek anlamak veya anlayamamak.. Gibi duyguları asla anlayamayacak olmaktır.
Hissettiğin şeyleri tam ifade edememek demektir. Daha sonra kimsenin seni anlamadığını düşünürsün ya gerçekten anlamıyordur ya da sen anlatamıyorsun. Bir ihtimal daha var şizofren kardeşim.
kitap okuyanlar ve kitap okumayanlar arasındaki fark ölülerle yaşayanlar arasındaki fark kadar keskin ve derindir. malumunuz olduğu üzere bilginin altın değerinde, bilgiye ulaşmanın ise eskiye nazaran çok daha kolay ve zahmetsiz olduğu bir devirde yaşıyoruz. bu altın değerindeki bilgiye ulaşabilmenin çok çeşitli yolları vardır. bazı kişiler bu bilgiye çok okuyarak, bazıları çok gezerek, bazılarıysa daha farklı yollarla ulaşabilir. bence kişinin bu bilgiye ulaşmakta kullandığı yöntemden daha çok o bilgiye hızlı ve zahmetsiz şekilde ulaşabilip ulaşamaması önemlidir. insanoğlunun sonsuza kadar yaşayamadığı ve her faninin bir gün mutlaka ölümü tadacağı gerçeğini göz önünde bulundurursak bilgiye ulaşmak için ne kadar acele etmemiz gerektiğini sanırım çok daha iyi anlarız. vakit nakittir anlayışıyla kısa zamanda çok şey öğrenmemizi sağlayan kitapları başucumuzdan ayırmamalı; fikir, duygu, düşünce ve hayal dünyamızı geliştirmek için her fırsatta bol bol okumalıyız. bilginin efendisi olmak için kitapların kölesi olmamız gerektiğini asla ve asla unutmayınız.