çoğu kişilerinde zamansızlıktan ötürü yapamadıkları iştir. sabah 7 de işe gidip, akşam 8 de eve yorgun argın gelen bir insan, kitabın daha 2. sayfasına geçmeden uyumaktadır. *
istatistiklere göre bir japon yılda 25 kitap okurken, iki türk bir kitap okuyormuş yine sene içinde. böyle duymuş çok gülmüştüm ortalama 2 yılda bir kitap dememiş, iki türk bir kitap demiş şakacı bünye.
''istatistiklere göre bir japon yılda 25 kitap okurken, iki türk bir kitap okuyormuş.''
bu durum japonların bencilliğini gösterir. ulan insan utanır be! utanmıyor musun yirmi beş kitabı tek başına okumaya. okuduğu tek kitabı bile arkadaşı, eşi, dostuyla paylaşan biz türkler'den çok öğrenecekleri var bu densiz japonların çoook.
hayat bilgisi kitabını okuyanların da yaptığı veya yapmak zorunda kaldığı şeydir. zira, yanlış kitapları okuyanların ne hale geldiği malumdur. yine de okumak, her açıdan faydalıdır.
ben mi ?
lisede iki kez kitap kurdu yarışması yapıldı. bir daha yapılamadı.
zekayı geliğştirmektir.zannedildiğigibi kitap okumak zekayı geliştirmeyip köreltir.ama ingiliz bilim adamlarının yaptığı arastırmaya göre televizyon zekayı geliştirmektedir.
+ay ben okuyamiyorum bi turlu onuncu sayfaya geliyorum, sikiliyorum,bidi bidi
-ya biraz surukleyici bisiler tercih etsen cinayet romani falan?
+ay ben kana dayanamam korkarım oyle cinayet falan.
boyle gider bu.okuma anasini satim denesi gelir.
geri de kalan hayal gucunden yoksun sadece onundeki yemegi yiyen saman bir kafadir.
hayatı kaçırmaktır.
hayal edilmeyi bekleyen onca düş, ortaya çıkmaya müsait binlerce fikirle mezara gitmektir. çok klişe, fakat, hayatı siyah beyaz görmektir. hiçbir zaman gökkuşağı gibi bir iç dünyaya sahip olamamaktır. hayatı o görülen kadar sanmak, soyut sınırlarla saman gibi yaşamaktır.
ne kaçırdığının farkında bile olmamaktır. ki bu da şüphesiz en kötüsüdür.
okumayan insanın bize aktaracağı önemli bir görüşü, düşüncesi ya da bilgisi olamaz... iyi yazmanın ilk koşulu; başkalarının yazdıklarını okumaktır. Kendini yenilemeyen kendi sanatında yeni bir aşama kaydedemeyen insanlar; çoğu zaman okumamakla suçlanırlar, yeterince okumadıkları yargısına varılır. hele ki hiç okumadan yazı yazmaya kalkışanlar olumsuz bir çok eleştiriye maruz kalırlar... Kitap okumak sadece yazar olmanın ya da yazı yazmanın değil; iyi bir aydın olmanın da gereğidir.
