uzunca bir müddet kitaplar ile yatıp kalkmanın ardından, bütün öykülerin ve yazılanların bir yerde hep aynı şey olduğunu fark etmenizle birlikte başlayan soğuma dönemi. sürekli bir kurgu dünyayı okuyor olmaktan ve sürekli olarak birilerinin ne kadar yaratıcı da olsa, 'edebi fantezi'lerini takip etmekten bıkma durumu.
o yüzden hep kendime şöyle bir mantıklı açıklama getiririm okurken ''%99 unu yazarın kurguladığı bir evreni anlamlandırmaya çalışmak yerine, kendi evrenimi anlamlandırmaya yönelik kitaplar okumayı seviyorum'' hiç sıkılmazsın merakını kurcalar hep bu kitaplar ne kadar bilgisiz olduğunu farkedersin. ölene kadar devam edecek bir özellik olarak kalacak bir alışkanlık kazandırır insana bu düşünce. okumaktan sıkılsan millete anlatmaktan sıkılmazsın. sonra anlamadığını fark edip bir daha okursun. kimseye vermezsin kitaplarını onlar senin hayatının bir parçası olurlar. çünkü onlar kurgu değil , gerçek bilgidir.
Kitapın türüne bağlı mesela ben tarih üzerine kitapları daha çok severim. Başladımmı eğerki işim çıkmazsa rahat bi 100-200 sayfa okurum. Ama elime bi bilim-kurgu kitabı versinler. 10-20 sayfa okur kapatırım. bidaha açmamak üzere.
ilgi alanına girmiyorsa elbette sıkılabilir.
ama bir insan hedefine karşı zaten ilgi duyar, çaba göstermek için de üşenmesin.
üşenerek bir yere varılmıyor.
özeleştiridir.