hayatta kitap okumadanda başarılı olunabileceğini gösteren söz öbeği.
"kitap okuyun çocuklar. berat sen sinekli bakkalı oku. şunu oku bunu oku" hiç birinide okumadım. şimdi bakıyorum kariyerime. hakikattende kitap okumadanda bir yerlere gelinebiliyor. önemli olan insan kafasını kullanmasını bilmeli.
belli bi yaşa gelmiş insanın can sıkıntısından yaptığı eylemdir okumak.
ben görsellikten yanayım. kitapta bulamadığımı bilgisayarda buldum. her kitabın kısa yorumlarını okuyor, kitapların vermek istediği mesajı alıyordum. şimdi bakıyorumda herkes bir tavsiye peşinde. "babuş sunu oku manyak zevkli. çok genel kültür yapıyor falan filan" saçma konuşmalar duyuyorum otobüste kantinde surda burda. ben vermiyorum ama öyle tavsiyeler. kitap okumadanda başarılı olunabileceğinden, zekanı, hayal gücünü kitap okumadan da katbekat ilerleteceğinden bahsediyorum. kendimi örnek veriyorum. anlıyorlar.
şimdi bakıyorum o kadar kitap okuyanlara, zevk alıyorlar, eğleniyorlar kitap okurken.
ama bilgisayar gibi bir makina varken zaman kaybetmenin anlamı ne ?
komik önermedir. yazıktır. okumuyosun bari soyleme. tam bir eziklik belirtisidir. bilgisayar yada başka bir yerde hiç bir zaman konunun derinine inemezsin. kitap ta bunu yaşarsın. ama işte kitap okumassan ancak boyle saçma sapan ahkam kesebilirsin.
Kitap okumadan tabiki de basarili olunabilir. ona bakarsak ilkokula gitmemis insanlar da bazi sektorlerde cok basarili, hatta en tepede olabiliyorlar. ama bazilarinin anlamadigi birsey var : kitap sadece iyi bir kariyer yapmak ve para kazanmak icin okunmaz. kulturlu olmak, her konuda soyleyecek iki cift lafinin olmasi, guzel konusmak... bunlar parayla olculemez. ama zaten kitap okumayan bir insan neleri kacirdigini, ne kadar eksiklerinin oldugunu, aslinda ne kadar az sey bildigini anlayamaz. nasil anlasin ki?
neden tepki verilmediğini anlayamadığım önerme. kimi insan okumadan başarılı olabileceği gibi, kimisi de tonlarcasını okuyup sıradanlıktan uzaklaşamamış olabilir. hatta bir başka önermeyi de ben sunayım.
(bkz: cahiller patron olur, tahsilliler memur)
başarıdan kasıt zengin olmak, mal mülk sahibi olmak, karı kız götürmekse evet vardır böyle insanlar.
bunları savunanlar her şeye bu amaçlara fayda sağladığı ölçüde değer biçerler. kitaplar karın doyurmuyorsa, hatun kaldırmaya yaramıyorsa gereksizdir, entel kuntel işidir bu insancıklara göre. lakin bir de şöyle bir şey vardır: (bkz: öküz gelip öküz gitmek)
kitap amaç değil araçtır, bilgiye ulaşmak için bir araç.. olanlardan kendimize pay çıkarmak için sadece kitaplara ihtiyaç duymayız.. fakat insanı besleyen en önemli şeylerden biri yazıdır tartışmasız.
başarılı olmak sadece "para kazanmak" anlamında kullanılıyorsa evet başarılı olunabilir kitap okumadanda.Anlamlı bir hayat içinse aynı şey geçerli değildir.
kitap okumakla başarılı olmak arasında hiçbir ilişki olmadığını kitap okumadan anlayabilmiş insanlardır. başarılı olmak için kitap okuyanlar yanında daha anlaşılabilirler bir de. daha anlaşılır, daha az komik.
başarılı kelimesinin sana göresi ve bana göresi vardır. x bir takım kazanınca sence başarılıdır bence başarılı değildir. ikilemi olan bir durumdur. Kitap okumayan kişininde başarılı olması muhtemeldir. Hatta okuma yazma bilmeyen insanların bile başarılı olması muhtemeldir. Bu sadece neye göre ve kime göre başarılı olduğu ile alakalıdır veyahut hangi sektörde hangi branşta başarılı olduğu ile alakalıdır.
başarıyı hayatının merkezine koyan insanlardır.*
zaten 'hayat' merkeze koyulan şeye göre veya
bakış açısına göre herkesçe farklı yaşanır.
okumayı seven biri olmama rağmen
demiyorum ki okumak şarttır.
bırakın edebiyat okumayı
okuryazar bile olmayan ama hayatı dolu dolu
yaşayan köylüler de tanıdım. önemli olan
okuyup okumamak değil 'nasıl' okunduğudur.
en iyisi uzatmadan sözü bilge karasu'ya
bırakmak. (bkz: #1500565)
kitap okumanın insana kattığı hayat görüşünden ötürü, kitap okumayan bir insanın da bakış açısı dar olacağından, her ay belli bir ytl kotasını dolduran ya da altında emir verdiği çalışanları olan bir kitap sevmez vatandaş kendisini maddi-sosyal anlamda yeterli bulacak ve başarılı addedecektir.
öte yandan kitap okuyan bir şahısın elde ettiği yüksek statü veya maddi başarı onu tatmin etmeyebilir. başka huzursuzlukları, arayışları olabilir. farkındalık derken bahsettiğimiz genel olarak budur.
her insanın bir birey olduğu, içinde farklı bir dünyanın olduğunu kanıtlayan konu başlığı.
insana klasik, geleneksel, bilinen yöntemlerin dayatılması yerine, "bak şunu şunu şunu okumazsan başarılı olamazsın" diye dayatmak yerin, o insanın serbest bırakılması, içindeki dünyanın yeteneklerini, heveslerini, yaratıcılıklarını dışarıya çıkarılmasına izin verilmelidir.
eğer bir kişi başkalarının malına, canına bilerek ve kasten zarar vermiyorsa, hakkı olanın dışında bir şeyi zorla elde etmeye çalışmıyorsa bırakın o kişi istediğini yapsın. o şahsa birşeyler dayatmak, tek tip insan modeline sokmaya çalışmak başarı değil başarısızlık getirir.
kitap okutulması da bu dayatmalardan birisidir. kişi o kitabın tamamını okumak istemeyebilir, sırf özetini okuyarak o kitaptan alacağı dersi alabilir ve bunu hayatta uygulayabilir...
yaprak dökümü ve aşk-ı memnu gibi eserlerin dizilere dönüştürülüp yayınlanmasından sonra zaten kitaplarla arası olmayan insanları okumaktan iyice soğutmuş olduğunu fark edebileceğimiz yanılgıdır.
oysa ki orada behlül karakteri yapımcıların verdiği kadardır fakat biz kitap okurken bihter'i hayal gücümüze göre giydirip, düşündürebiliriz.
alinin behlül'ü ile mehmet'in bihter'leri farklıdır okurken.
