insanın, kitap okumayı hayatının bir parçası yapması.
kişilik yapısına göre okuma alışkanlığı değişkendir.
hayatı boyunca her gün 10 sayfa okuyan odunlar olabildiği gibi,
senenin belli bir döneminde yoğunlaşıp yıl boyunca özenle seçerek aldığı kitapları,
kendini tamamen hayattan soyutlayarak- örneğin senelik izninde 2 hafta boyunca sadece temel ihtiyaçlarını giderip kalan tüm zamanda okumak gibi- okuyan, dengeyi değil yoğunlaşmayı kişilik yapısı haline getirmiş insanlar olabilir.
kitap okumayı hayatının vazgeçilmezliklerinden birisi yapacak kadar çok sevme durumu..
bence burada asıl ifade edilmek istenilen sürekli okumaktan çok bu sevdadan vazgeçememektir. hayatın temposu zaman zaman kitaplarla bağınızı azaltsa da, uygun ruh halindeyken okumadığnız günlerin acısını çıkarırcasına okursunuz.
yaşamanın bir biçimidir, satırlar arasında ve hayal dünyasında kaybolmanın bir yoludur..
ıssız adaya götürülecek şeylerin içine kitabı da katma halidir..
alışkanlık sanki bu durumu kötü bir durum gibi algılamama sebep olsa da ne demek istenildiği açıktır. kitap okumak kimine göre lükstür ve bunu söyleyen insanlar kitap okumaya zaman ayıramamaktadırlar. ya da birçoğuna göre kendilerinin hayatı romandır, ne gerek vardır bir başkasınınkini okumaya. * kitap okumak lüks olmamalı, bir ihtiyaç olmalıdır. yemek, içmek, uyumak gibi bir ihtiyaçtır, olmazsa olmazdır.
kişinin doğru kitabı okumasıyla oluşabilecek alışkanlıktır. adamın eline direk tolstoy verirsen o alışkanlık hayatta oluşmaz. mesela ben; 12 13 yaşıma kadar odunun önde gideniydim. abimde tam bir kitap hastasıydı. bana kitap okutmaya çalışırdı ama zorlamazdı. doğru kitabı arardı benim için. nabız yoklardı resmen. sonra beni r.a salvatore'nin "unutulmuş diyarlar" serisinin ilk kitabı "anayurt"la tanıştırdı. gerisi geldi zaten...
kitap alışkanlığı bir anda oluşmaz. zaman önemli değildir. doğru kitap bulunsun yeter.
kazandırılması gereken bir şeydir diye bilinir.ama aslında kitap okumanın alışkanlık yapması zararlıdır.çünkü bu sürekli kitap okuma isteği ve sonucu olarak da seçiciliğin azalması demektir.hatta okuma eylemindeki kaliteyi de düşüren bir alışkanlıktır.böylece insan yorumlamadan,üstüne düşünmeden sürekli(ve seçici davranmadan) kitap okur.bu da yarar sağlamaz aksine boş ve dağınık bir bilgi salatası ve kör bir kibirden başka bir şey kazandırmaz.