kitabın hangi sayfasında kalındığını belli etmek adına köşesini kıvırmak yerine, 'alın bunu arasına koyun' diye üretilmiş nesne. koleksiyonu yapılır. görünce aaa ne kadar güzel bi ayraç şeklinde düşündüren çok ama çok güzelleri mevcuttur.
koleksiyonunun babasına sahip olduğum hedecikler. böyle kitabın atmosferine en uygunu seçilir özenle. seviyorum lan bunları.
bide bunlar kitaplarınızı ısrarla sayfalarını kıvırarak okuyan insanlara tavsiye edilmelidir, böyle ilk sayfasına manidar bir şekilde koyulmalıdır.
kitapların altını çizen ve arkaya doğru kıvıran zihniyetlere ise fayda etmez.
bazen çeşitli resimler, fotoğraflar ve bir yerlerden koparılmış resimler de bu işlevi görür.. hatta kimisinin arkasında tanıdıklarınız tarafından düşülmüş notlar ya da bizzat kendinizin yazdığı cümleler vardır. ayraç işi önemlidir. bir süre sonra iş çığrından çıkar. kanımca en güzel ayraçlar; yky yayınlarının binbir gece masalları ile birlikte verdiği ayraçlardır. özellikle cilt 2/1 deki tavsiye olunur. tam şukelalık.
alternatif olarak pena da çok güzel ve faydalı bir ayıraçtır, kullanılabilir*. ayrıyetten ilgili nesnenin sık sık kaybolması sorunsalına ilaç gibi gelir.
benim için her şeydir. her şeydir derken her şeyimdir demiyorum tabi*, herhangi bir şey olabilir kitap ayracı, yeni aldığınız bir giysinin etiketi, kamil koçun verdiği ıslak mendilin ambalajı, süpürge teli, ego kartı, kürdan, ders kitabının köşesini yırtarak oluşturduğunuz zımbırtı ve şu an aklıma gelmeyen bilimum araç olabilir kendileri.
yıllardır hayranı olduğum, biriktirdiğim ve benimde zaman zaman yaptığım nesnelerdir. birçok kişiye sıradan kaygan bir kağıtmış gibi görünsede, aslında önemi küçümsenemeyecek kadar büyüktür. malesef ki şimdilerde heryerde bulmak mümkündür hatta üzerleri bilmem ne açıköğretim dershanesi, bilmem ne kitapçılık vs. reklamlarıyla doludur ki bu yüzden önemsiz kabul edilir. halbuki eskiden sadece aldığınız kitapların arasına koyulmuş bir vaziyette verilirdi ve üzerinde aldığınız kitabın resmi,önsözü yazardı. gerçi halen o ayraclardan var ama yüzüne bakan yok. kısacası kitap okumanın önemini, değerini bilen insanların, kitap kokusu ve büyük kitap rafları arasında heyecandan kaybolduğu zamanlarda ki feneridir aslında..
kitap okumayı daha güzel kılan nesnelerdir. son zamanlarda okadar çok çeşidi varki ama en özellerinden biri anıtkabir de satılan papirüs kağıdı üzerinde küçük atatürk portresi olan ve gazi kitap evinin atatürk portresi yanında "para ile satılmaz" yazısı bulunan ayraçlarıdır.
beni hüzünlere boğan nesnedir kendisi. kitap okurken oh ne alaa kitap bitince at bi kenara. halbuki kitabını okurken sana eşlik etmiştir, nerde kaldığını kolaylıkla onun sayesinde bulmuşsundur hem de kitabının sayfaları kıvrılmamıştır. kitap bitince öksüz bi çocuk gibi sahipsiz durur bi kenarda. sahip çıkmak lazım. koleksiyonu yapan arkadaşlara saygım sonsuz...
bugüne kadar yaklaşık 20000 kere elime geçen bir kere bile doğru düzgün kullanamadığım şey. her seferinde arayıp arayıp bulmak daha zevkli bence. tabii 1500 sayfalık kitap okunuyorsa o başka.