bugün

“Bekir candı, Ali kan, Sedat aşk” iyiyim… iyiyiz… biz hep iyi oluruz. - Duygu *
karşısındaki cümleyi tekrar tekrar okuyan câlud bir intizam ve mâna veremiyor aklı gizem ve merâka bulanıyordu.
"nokta" dedi iç sesi çünkü nokta bir mâna idi.
içinden çıkmadığı şeyleri bitiren, nihayete erdiren ve başka nihayetlere zemin hazırlayan şey nokta idi.
bu cümlede nokta ile bitiyordu.
noktanın sınırı yoktu.
bu demek oluyordu ki; nihayeti olan mevzuların ve nihayete ulaşan bahislerinde sonu yoktu.
nokta aynı zamanda başlatıyor ve yine aynı zamanda da bitiriyordu.
belki varlığından bi haberdi fakat mevzu bahisti..

-câlud

kitap alıntıları.
''Uzun kirpiklerinin arasından kim bilir hangi mehtaplı geceden çalınmış bir ışık çizgisiyle bana baktı."

Sahnenin Dışındakiler, Ahmet Hamdi Tanpınar
belki karınca da ormanda, kendisinin ormanın hedefi ve ereği olduğunu kuruyordur; tıpkı bizim insanlığın sonunu hayal gücümüzle adeta istem dışı bir biçimde dünyanın sonuyla ilişkilendirişimiz gibi.

Friedrich Nietzsche - Gezgin ve gölgesi
görsel

Seyyid kutup-yoldaki işaretler
"Bazı sorulara verilebilecek cevapların tümü insanlar için yaralayıcı ve hatta öldürücüdür. Çünkü öldürücü bir soruya verilebilecek hiçbir cevap, kendi içinde hayat barındırmaz.”

Tarık tufan / hayal meyal
"iki yıl sonra banyoda düşüp öldüğünde, ölüm raporuna, "Yetmiş dokuz yaşında. Beyin kanaması" yazıldı. Bence ölüm nedeni yürek kanamasıydı. Çünkü insan mutsuzluktan ölebilir."

iki yeşil su samuru
Tüm insanlar sevilmek ister matmazel ne yapalım? Vahşi hayvanlar bile, kafesin parmakları arasından burnunu uzatarak okşanmayı bekler.

Ölü canlar-gogol
Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar.

kör baykuş-sadık hidayet
Hasret mi ölüm mü deseler ölümü seçerdi tereddütsüz hiç gözünü kırpmadan. Ama ona soran olmadı ki...
sevilen bir varlığın çizgilerini insan düşleminde canlandırmaya çalışırsa, geçmişten o kadar çok anı belirir ki, bunların içinden çizgileri, gözyaşları arasından görünürmüş gibi, çok silik görür; bunlar düşlem gözyaşlarıdır.
yaşamak, ayakta kalmak; bu küçük bir zaferdir. capcanlı kalmak; vedalaşmalar ve cinayetlere rağmen neşeli olabilmek… sonunda acıya alıştık. ve neşe elemden daha fazla cesaret gerektiriyor.

eduardo galeano - tepetaklak – tersine dünya okulu
Bir insanı ancak onun hakkında bildiklerinle yargılayabilirsin. Ama onun hakkında neyi, ne kadar bilebilirsin ki!

kum ve köpük- Halil cibran.
Bir kapandan kurtulmaya çalışmak başka bir kapanı tetikler.

görsel
Eğer deneyecekseniz,
sonuna kadar deneyin.
eğer başka türlü düşünüyorsanız,
hiç başlamayın bile.
bu kız arkadaşlarınızı, karılarınızı,
akrabalarınızı, işlerinizi kaybetmek
anlamına gelebilir.
ve belki de aklınızı.
üç veya dört dün
yemek yememek...
bankta donmak...
hapse girmek...
küçük düşmek
veya yalnızlık olabilir.
yalnızlık bir lütuftur.
diğerleri ise sabrınızın...
gerçekte ne kadar yapmak istediğinizin
sınanmasıdır. reddedilmeye ve en garip
ihtimallere rağmen yaparsınız.
ve hayal edebileceğiniz
herhangi bir şeyden bile daha iyidir.
eğer deneyecekseniz,
sonuna kadar deneyin.
bunun gibi başka bir his yoktur.
ve geceler, ateşle
alevlenirler.
hayatınızı kusursuz kahkahaya
doğru yaşarsınız.
bu mevcut olan en iyi
savaşımdır.

Dedi bukowski factotum'da...
Uykusuz gece. Bir dizi uykusuz gecelerden üçüncüsü. iyi uyuyor, ama bir saat sonra başımı yanlış bir deliğe sokmuşum gibi gözlerimi açıyorum. Büsbütün uyanık bekliyor, hiç uyumamışım ya da ancak ince bir zar altında uyumuşum gibi bir duyguya kapılıyorum; uykuya dalma çabasını yine karşımda buluyor, kendimi uyku tarafından kapı dışarı edilmiş görüyorum. Bütün gece saat beşe kadar sürüyor bu; bir yandan uyuyor, bir yandan yoğun düşlerle uyanık tutuluyorum. Gördüğüm düşlerle çaresiz boğuşup dururken, kendi kendimin yanı başında uyuyorum düpedüz. Saat beşe doğru uykunun son zerresi de harcanıp tüketiliyor; artık yalnız düş görüyorum, bu da uyanık kalmaktan daha çok yoruyor beni. Kısacası, bütün geceyi, sağlıklı bir insanın gerçek uykuya dalmadan önce kısa bir süre yaşadığı uyur uyanıklık durumunda geçiriyorum. Uyandığımda bütün düşler çevremi sarıyor, ama üzerlerinde uzun boylu düşünmekten kaçıyorum. (…)

f.kafka- günlükler. (3 ekim 1911)
Kahvelerinizi için, uykunuz kaçsın, gözleriniz açılsın, bana cin gibi bakın da size niye bu kadar yalnız olduğumu anlatayım.

My name is red orhan pamuk
Kadın organizmasının üstünlüğüydü aile oluşturabilme kapasitesi. Sadece doğurganlık değildi, doğurduğu cana-hatta doğurmadığına bile- sahip çıkabilme üstünlüğüydü. Varoluşu anne olabilecek bir bedende deneyimlemek ne kadar eşsizdi!

azra kohen - aeden.
saygı değer efendiler, günlerce zamanınızı alan uzun ve ayrıntılı sözlerim, en sonunda tarih olmuş bir dönemin öyküsüdür. bunda ulusum için ve yarınki çocuklarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek kimi noktaları belirtebildiysem, kendimi mutlu sayacağım. burada söylediklerimle, ulusal varlığı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun bağımsızlığını nasıl kazandığını; bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayalı ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. bugün ulaştığımız sonuç, yüz yıllardan beri yaşanan ulusal yıkımların yarattığı bilincin ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. bu sonucu türk gençliğine emanet ediyorum
nutuk-mustafa kemal atatürk
.. ama asıl zenginlik yani büyük bolluk, bizim mutluluğumuza çok az katkıda bulunabilir; bu yüzden birçok zengin, asıl zihinsel donanıma, onları zihinsel uğraşa yetkin kılabilecek bilgilere ve dolayısıyla herhangi bir nesnel ilgiye sahip olmadıkları için kendilerini mutsuz hissederler. Artur scopenhauer- yaşam bilgeliği üzerine aforizmalar.
Güzel Türkiye'nin her zaman bir tutukevi olduğunu, tutukevi olarak kalacağını düşündüm.

Tezer özlü - kalanlar
Kalbi var kitapların, onları bir kerhane sermayesi gibi haşin parmaklarınla mıncıkladın mı senin oldular sanıyorsun. Gaflet. Senin olan, sadece on dakikalık tenleri. Konuşmaz seninle kitap, o bir basamak değildir, sırtına basıp ikbale tırmanamazsın. Tırmanmaya tırmanırsın ama, kapitol'den tarpea'ya fırlatılmak için.
(bkz: cemil meriç)
(bkz: jurnal)
Cilt:1 (1955-1965)
Bir toplum tüm parçaların birbiriyle bağlantılı olduğu bir sistemdir ve bunun önemli hiçbir parçasını diğer parçalarını da değiştirmeden değiştiremezsiniz.

Sanayi Toplumu ve Geleceği, Theodore John Kaczynski
görsel
(img:#1598269)

Reis şöyle bi otur soluklan hele*..