bugün

“sahiden, ne istiyorsun?”
“gece ışıklar söndüğünde, ay dahi bizi terkedip bir yerlere saklandığında benimle kalmanı, bana sarılmanı istiyorum.”
Aşk , bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.. Zülfü Livaneli - Kardeşimin Hikayesi
"evet! boş verin. herkes boş versin! çünkü biz ne yapıyoruz? dolu alıp boş veriyoruz. ama tabii bira şişelerinin aksine hayatın depozitosu yok, onun için de elimize bir şey geçmiyor. hatta öyle boş veriyoruz ki ortada şişe bile kalmıyor. çünkü şişeyi de değerlendiriyoruz. kırıp kavga ediyoruz. dolu alıp boş veriyoruz!"

piç - hakan günday
"Pişmanlık, kelimeler söz konusuysa metrelik kağıt kesiğiyle yarışır."

eski karım uzaya gidiyor - bahadır cüneyt yalçın.
"bu ilenç benim üstüme başka birinden gelmedi, kendi ağzımla lanetledim kendimi, öldürülen adamın yatağıni kirletiyorum, onun kanını döktüğüm bu aynı ellerle, ben lanete bulanmış değil miyim?"

sofokles-kral oidipus.
(img:#1528814)
Evet, insanız... Bir yanımız nisyan. Unutuyoruz. Nereden geldik? Nereye gidiyoruz?
Uçsuz bucaksız denizlere baktık seninle
Mavinin aşkına kucak açtık birlikte
Sen maviye hasret, ben sana
Dün dünde kaldı, ben sende, sen dedim yine sen

Şiir Gözlüm
- Uğur Erden
"Hareket etmezsen acı üzerinde birikir."

Bizim Büyük Çaresizliğimiz - Barış Bıçakçı
...Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor, anlıyor musun?..
Ah! En yüksek umutlarını kaybeden soylular tanıdım ben. Şimdi kara çalmaktalar tüm yüksek umutlarına. Artık küstahça yaşıyorlar, anlık hazlar içinde ve ertesi güne dair hedefleri yok neredeyse... "Ruh, şehvettir!" böyle derlerdi. Bu sırada kırıldı ruhların kanatları; şimdi yerlerde sürünüyor ruhları ve kirletiyor kemirdiği her şeyi... Bir zamanlar kahraman olmayı düşünüyorlardı. Şehvet düşkünüler şimdi. Kahraman, artık onlar için bir kasvet ve dehşet!Fakat sevgim ve umudumla sana yemin ederim: terk edip gitme ruhundaki kahramanı! Kutlu tut en yüksek umutları!

friedrich nietzsche
ve birini tanımak adını değil, acısını bilmekten geçiyordu. Senin bir şarkın var kimsenin duymadığı, ama ben duydum işte!

parla
"Bir şeyin kalbini kırması için illa yanlış olması gerekmez ki."

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku - ilhami Algör
Ah, özlemimle daha nereye çıkayım? Bütün dağlardan baba ve ana yurtlarına bakıyorum.
Fakat hiç bir yerde yurt bulamadım; ben bütün şehirlerde yabancıyım. Bütün kapılardan kaçanım.

buyurdu zerdüşt.
“içimiz bir dolap değil ki açıp bakalım. Açıp gösterelim. Yine de anlatıyoruz ama. Bizi fark edince eşyaların arasına gizlenmeye çalışan bir böceğe benziyor anlattıklarım. Eşyayı kaldırınca kımıldamadan durduklarını görürsünüz. Söylediklerim bir defterin yaprakları arasına kıvrılmıştır. Sayfaları açtıkça onları göreceğimi sanıyorum ama, anlıyorum ki asıl söylediğim şeylerdir altına gizlendiğim. Fark edilmesinden korktuklarımı kapadığım eşyalar oluyor anlattıklarım.”
Yaşadığım hayata karşılık kendimi cezalandırıyorum.

Suç ve ceza (Dostoyevski)
Anladım sözlükte kitap okuyan Yok.
(bkz: kitap alıntıları) diye bir başlık olduğu için kimsenin yazmamış olması normaldir.
Rengarenk dünyada bir adam gezer. Ne zengin, ne fakir. Ne mümin, ne zındık.
bir yönetmen olarak canlı cansız varlıkları Çok iyi gözlemliyor yinede insan onun davranış biçimlerine çoğu zaman mantıklı bir çözüm getiremiyordu. iyi bir insan bazen çok yanlış bir karar verebiliyor en büyük doğrular kötü ve suçlu insanların pişmanlık sözünde hayat buluyordu. bazen de toplumdaki en geçerli değer yargıları paranın acımasız gücüne teslim oluyordu bazı hakikatler öylesine ustaca gizleniyordu ki haklı haksız birbirine karışıyordu yönetenler ve yön vermesi gerekenler görevlerini unutunca onlara bu hatırlatmayı yapacak mekanizmalar bir türlü harekete geçmiyorlardı. adaletin tecelli etmediği bir dünyanın filmlerde Eğlencelik olmaktan kurtulamıyordu. ahlak kurallarının zayıfladığını anlatan sahneleri bir sinema salonunda seyredenler o anda başka meşguliyetler içinde oldukları için ne yazıkki söz konusu mesajın amacı ile ulaşamıyordu. Loş ışıklı sahnelerin biri bitmeden diğeri başlıyordu sonuçta kazanan film değil karanlıktı. -yılmaz erdoğan
“Hayat devam eder. Bazı çiçekler susuzluğa ve unutulmaya dayanır. Hayat her zaman devam eder, bunu herkes bilir.”

Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra - Barış Bıçakçı
Onun (pascal'ın) gözünde devletin dinamik bir iç hayatı yoktur, eğer olsaydı bunun kadim kötücül nitelikte olduğunu düşünürdü.
En iyi devletin hangisi olacağıyla ilgilenmez; çünkü hepsi aynı derecede berbattır.

alıntıya burada son verip hikayeme kaldığım yerden devam ederken 'doğru söze ne denir!' diye düşünüyorum. evet! bütün devletler kötüdür! aslında devlet denen örgüt, kötülüğün sürdürülmesi için vardır.
yaşasın pascal!

zülfü livaneli - serenad
' esasen,

kağıt insandan sabırlıdır,

bana yazdığınız notlara mürekkebi kurutmak için kum dökmeyin. '
görsel
kelimelerim,kelamlarım ihanet eder oldu usta
muhbirmiş meğer kelamlarım bana karşı...
utandı usta...
utandı meyhaneler
utandı kitaplar
ehh paçozca bir adam işte
kitap adam işte...
(kitap sultanı'nın cahil veziri,ankara,eylül 2017/incek.16.9.2017)
Bize hiçbir şey yapmadılar, bizi tümüyle hiçliğin içine yerleştirdiler, çünkü bilindiği gibi yeryüzünde hiçbir şey insan ruhuna hiçlik kadar baskı yapmaz.