bugün

Kimileri Gül dediler, ömür boyu güldüler; Kimileri de Gül dediler, Gül uğruna öldüler.
iskender Pala – Od
insanların mutsuz oldukları bir toplumda yaşıyoruz. yalnız, çeşitli korkular altında acı çeken, ruhen dengesiz, yıkık ve bağımlı olan bu insanlar, önce bütün çabalarıyla kendilerine boş zaman yaratmaya çalışırlar, sonra da bu zamanı öldürebildikleri ya da geçirebildikleri oranda sevinç duyarlar. ne acı bir çelişki.

sahip olmak ya da olmak/ erich fromm
işin doğrusu, eninde sonunda insanın kendini düşünmesi gerekiyor; uysal ve iyi yürekli olanların bencillikleri, zorba olanlarınkinden insaflı oluyor, o kadar.

- Uğultulu Tepeler -
Hayatım bir mutluluk duvarı onu şiir ve şarkılarla sıvarım.
Emin olun Kolomb Amerika'yı keşfettiğinde değil, onu ararken mutluydu.
Dostoyevski, Budala.

mutluluk budur işte, kavuşmak değil mesele aramak ve bulmayı ümit etmek.
bu yüzden bir şeye heves edip ona kavuşunca hiçbir tadı kalmıyor.
Bazı kadınlar bilmeden karşısındaki erkeği delirtir. Bazıları sanatkardır. Bunu bilerek yapar. Kadın, oldukça iptidai bir yaratıktır ama erkeği sürüklemek bilgisinde çok ustadır. Vuslattan sonra erkeğin bıkacağını sezdiği için onu daha çok bağlayacak türlü hünerler gösterir. Böylece aşk olgunlaşır. Sözün kısası, şairin dediği gibi: Mecnun'a cihan dopdolu Leyla görünürmüş.

Ruh Adam - Nihal Atsız
O gittikten sonra odasına hiç girmemistim. Sanki hâlâ ondan kalan karbondioksitler vardı, o perdeleri sıkı sıkı kapalı gül kokulu odada. Karbondioksitleri çektim içime, özlemimi giderdi molekülleri. Körelmeye başlayan Alyuvarlarım sevinç çığlıkları attı.

Bi anahtar sesi geldi. irkildim, yerinden fırladı kalbim. Kapı usulca açıldı, Günlerdir üzerinden çıkarmadığı soluk kırmızı tişörtünü ter bürümüştü. Tam 8 saat olmuştu evden çıkalı, yıl gibi geçen 8 saat.

Solgun, yorgun sesiyle usulca seslendi;
Canım ne bakiyosun alsana şu poşetleri!!

Şair pkp, dün gece resmini öptüm de yattım.
"Ne sebeple olursa olsun hatanızın üzerine kara kara düşünmeyin. Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir."
O zamanlar iyi bir fikirdim. Şimdiyse muhteşem bir hata...
'bir akıl çağının kafirliği. doğruyu görür ve onaylar, ama yanlışı yaparım.'
"Kendimi çözemeden nasıl bir başkasını anlayabilirim ki, tek dileğim bilinmezliklerle dolu şu koca evrende tek başıma ölmeyi reddetmek."
"Bizden başka hiçbir kadınla erkeğin birbirlerini, bizim birbirimizi sevdiğimiz kertede sevmeyeceğine inandık ve dünyada sevginin ilk bizim buluşumuz olduğunu sandık.
Birbirimiz için yaratılmış olduğumuza inandık hep."
Victor Hugo "Bir idam Mahkûmunun Son Günü" eserinin önsözünde şöyle diyor:

"Zindancının yeterli olduğu yerde cellada gerek yoktur."

iyi geceler...
Gel seninle bir daha ağlayalım; yaşanmışlara, yaşanmamışlıklara, bir daha hiç yaşanamayacaklara.

-Oğuz Atay
Şehrin en işlek caddesinde, bir başıma yaşadığım çatı katındaki evimde olsak...sabaha kadar bıkmadan usanmadan yaşadığımız günleri, biz olmayınca yüzünün hiç gülmediğine inandığım çay bahçelerini, gri renkli otobüs duraklarını, tenha sokakları, o yangın zamanları, ders notlarını, amfileri, dostlarımızı, fakülte kantinlerini, ilgimi çekmediği gibi bi şey de anlamadığım sırf ortak anımız adına, - uygarlık tarihinden konuşsak.. gecenin dördünde çay demlesek..daha doğrusu,ben açık yaparım diye sen demlesen. Bi şeyler yemeden sigara içmene kaşlarımı çatarak izin vermesem...
Acele ile ekmeğin arasına sıkıştırdıklarını, yarısını benim yemem şartıyla kabul Etsen...
Ayrılık getirir diye gözlerimden öptürmesem..sende kaşlarımın kenarından öpsen...

- bir kadınla üç şey yapabilirsin, ya onu seversin,
Ya onun için acı çekersin yada onu yazarsın...

Cumartesi sancısı/ Raşit Aker.
-kendi tarzımda sevebilir miyim seni?

-yaklaşık beş bin kitabın çöpüyle dolu tozlu beynimle peşinden koşmaya herhangi bir hakkım var mı?

leonard cohen-görkemli kaybedenler
''Seni seviyorum... Deli gibi değil gayet aklı başında olarak seviyorum.''
Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna
görsel
sonsuz bir 4 Temmuz misali renk fışkırtıyorlar,
ve ben de içerde şişmekteyim sanki,
bilinmez bir patlama gibi, bir
his belki de, hiçbir yerde
hiçbir düşman olmaması hissi.
posta kutusuna uzanıyorum
içinde
hiçbir şey yok - doğal gaz şirketinden
gazı tekrar keseceklerini söyleyen bir mektup bile yok.
eski karımdan,
şimdiki mutluluğuyla böbürlenen
kısa bir not bile yok.
zihnim vazgeçtikten sonra bile elim inanmaz bir biçimde posta kutusunu araştırıyor.
içinde
ölü bir sinek bile yok.
aptalım, diye düşünüyorum, işlerin böyle yürüdüğünü bilmeliydim.
tüm çiçekler
beni memnun etmek için zıplaşırken
içeri giriyorum.

"Charles bukowski - suda yan ateşte boğul".

Çoğu insanın ölümü bir aldatmacadır. Ölecek bir şey kalmamıştır geriye.

"Charles bukowski - kaptan yemeğe geçti ve tayfalar gemiyi ele geçirdi".
onlar gibi olmak, onlar gibi giyinmek, onlar gibi yiyip içmek, onlar gibi oturup kalkmak, onların diliyle konuşmak… haydi bunların hepsini yapayım. fakat, onlar gibi nasıl düşünebilirim? nasıl onlar gibi hissedebilirim?

yakup kadri karaosmanoğlu-yaban
...
bu yaşıma kadar evlenmeği daima tereddütle karşıladığım halde, günün birinde mutlaka evleneceğimi bana haber veren kuvvetli bir his taşıdığım için, zevcem olacak meçhul insan etrafında, senelerden beri türlü hayaller kurmuş ve tahminler yapmıştım. "kim bu kadın?" derdim; elbette, şimdi, o da benim gibi yeryüzündedir, hatta fazla bir ihtimal ile türkiye'dedir ve daha fazla bir ihtimal ile istanbulda'dır. o da benimle bahtını ve hayatını birleştireceğini bilmeden, kendi kendine müstakbel zevcesinin kim olacağını sorup duruyor. nasıl bir tesadüf, nasıl bir hadise veya mecburiyet, hangi yollarda, nerde ve ne zaman bu iki insanı karşılaştıracak, tanıştıracak ve birbirine yaklaştıracak? gazali'nin meçhul sevgilisi için kendi kendine sorduğu gibi, "nerde şimdi o? sarı saçlı mıdır, esmer midir ve gecenin büyülü şiiri içinde, acaba, şimdi ne düşünüyor?"

peyamıi safa-bir tereddütün romanı
"asıl mutlu açlardır, zira doyunacaklar. asıl mutlu çıplaklardır, zira giyenecekler. asıl mutlu zulüm görenlerdir, zira adalete kavuşacaklar."

yaban/yakup kadri karaosmanoğlu
Düşünceler baskı altına alınarak yok edilemez. Onlar ancak dikkate alınmayarak yok edilebilir. Düşünmeyi reddederek - değişmeyi reddederek.
Ursula K.Le Guin (bkz: mülksüzler)
“Günün ne kadar mükemmel olduğunun önemi yok, her zaman sona ermek zorunda.”

görsel
"Konuşmam yetmiyormuş gibi düşünmeye de başladım. En kötüsü buydu. Çoğu insanlar gibi düşünmeden konuşsaydım kimse bir şey demeyecekti ama ben düşündüğümü söylemeye kalktım."
Yusuf Atılgan - Aylak Adam