simdi efendim sorunun temeli, toplumdaki bazi kisilerin tuketim maddeleri uzerine sahip olduklari dusuncelerden kaynaklanir. bu baglamda insanlari yargilamak dogru olmaz zira bir kisinin sahip oldugu ihtiyaclar ve bu ihtiyaclari gidermek icin sahip oldugu yeterli maddi imkanlar bir diger kisinin ihtiyac skalasina giris bile yapamayabilir. soyle ki; ben kisi olarak 150bin dolarlik bir motorlu araca binmeyi ihtiyac olarak gormedigim icin, o fiyat bana pahali gelir ve bu nedenle ihtiyacim yok, pahali deyip goz ardi ederim. fakat bir baska kisi ayni fiyatli motorlu araci ihtiyac dahilinde satin alir. kitap da tipki boyle bir sey. kisinin ihtiyaci yoksa, kitap satin almak gereksiz masraflar listesine kayit edilir.
hem haklı hem haksız tiptir.
kitap okumanın tek yolu, gidip kitabı satın almak değildir.
kütüphaneden ödünç alınır, arkadaştan istenir, ikinci eli bulunur.
ama gerçekten kitaplar çok pahalı.
kahraman tazeoğlu kitaplarından bahsetmiyorum tabi ki. onlar zaten 10 lira falan oluyor da, 30 40 liraya satılan kitapları görünce mecburen aralarında seçim yapmak zorunda kalıyoruz. ki ben kitaplarımı okuduktan sonra da kimseye verme taraftarı olmayan biriyim. kitabın altını üstünü çizeyim, içine notlar alayım, bitince de kitaplığa koyayım istiyorum. o yüzden de her istediğim kitabı aynı anda alamıyorum.
he bu kitap okumamak için bahane mi? hayır değil.
ama korsana yönelmek için gayet haklı bir sebep.
normalde kitap okumayan laf olsun diye konuşan tiplerdir.
kütüphaneye üye olup istediği kitabı okuyabileceğini bildiği halde böyle safsatalarla insanlara entellektüelim ama bilgi çok pahalı havası vermeye çalışırlar.
bu kişi "sürekli pahalı yerlerde yemek yerken nasıl para veriyorsun?" diye sorduğumda soruma "ee aç mı kalalım yanee?" diye cevap vermiştir. algı meselesi mi, görgü meselesi mi, nedir bilemedim. onlar için blackberry veya iphone telefon ucuzdur, 10 liralık kitaplar ateş pahasıdır.