kitap alıntıları

entry5388 galeri1713 ses5
    5338.
  1. 5337.
  2. sevmek gibi geliyordu her şey,
    sevmek gibi gidiyordu kadın
    adının anlattığı, canın teni yakmasıydı,
    bir bulut evet ama aslolan
    bulutun suyu yağmasaydı...

    "bir insanı sevmekle başlıyordu her şey"
    ve boşanmak için
    en az iki şahit gerekiyordu!
    0 ...
  3. 5336.
  4. ''bana hiç bir yerde durma ve donma fırsatı vermeksizin oluş çileleri çektiren üstadım'a aşkla!''
    kitabımın, temsil ettiği murakabe ve terkip cehdi bakımından topyekün cumhuriyet sonrası nesiller içinde biricikliğim, bizzat onun tesciliyle malüm!

    salih mirzabeyoğlu - tilki günlüğü 2
    0 ...
  5. 5335.
  6. 'zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana - sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece 'daha' sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi.'

    (bkz: iki şehrin hikayesi)
    3 ...
  7. 5334.
  8. "Bir insanın sevilmesi için kendini göstermemesi gerekir; yüzünü gösterdi mi, sevgi ortadan silinir."

    — Bundan Staretz Zosima da zaman zaman söz açardı, dedi Alyoşa. O da, insan yüzünün sevgide tecrübesiz olanlara çoğu zaman engel olduğunu söylerdi. Ama insanlığın sevgisi boldur, hemen hemen isa’nın sevgisine benzeyen bir sevgidir bu, bunu biliyorum ivan…

    (bkz: karamazov kardeşler)
    4 ...
  9. 5333.
  10. “Tam bağımsızlık demek, elbette siyaset, maliye, ekonomi, adalet, askerlik, kültür gibi her alanda tam bağımsızlık ve özgürlük demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, ulus ve yurdun gerçek anlamıyla bütün bağımsızlığından yoksunluğu demektir.”

    NUTUK
    MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
    1 ...
  11. 5332.
  12. Gerçekten sevilmek, anımsanmak, bir başkasıyla
    sonsuza dek birleşmek ölümsüz olmaktı ve varoluşun canevindeki yalnızlıktan korunmaktı.
    0 ...
  13. 5331.
  14. "Hayattan korktum. Seni yeterince sevmedim."

    Kimilerinin sevilmemesinin nedeni, o kimileri tarafından sevilip de karşılık vermeyen birilerinin hayattan mı korkmasıydı her şey yoksa bir bahane miydi o sevmeyenler için? Martin, bunu hiç bilmeyecek, bilemeyecek olsa gerek.
    6 ...
  15. 5330.
  16. " insan yalnız yüreğiyle doğruyu görebilir. Asıl görülmesi gerekeni gözler göremez. "
    0 ...
  17. 5329.
  18. " Senin ağırbaşlı ve sadık müritlerinin arasına kabul et beni, seni seçen, fedakarlıklarından ve çektikleri acıların ödüllerinden memnun insanlarla birlikte golgotha' ya götür."
    0 ...
  19. 5328.
  20. yirminci asrın ikinci rub'unda dünya, hem fert ve hem cemiyet plânında, bu aslî ve esasî ruh müeyyidesine varıncaya kadar bütün muvazenelerini kaybeder gibi bir hale düştü.
    bu hal insanlara bir kere çökmeye dursun; yoksa ne eski ahlâkların tortusu, ne tarihin ibret misalleri, ne istikbalin korku ve vehimleri, ne de başka bir şey felâketi önliyebilir. bundan böyle ağaç zehirli meyve verecek, toprak keleş kalacak, mahsul kavrulacak, tavuk kokmuş yumurta doğuracak, anne sar'alı çocuğa gebe kalacaktır.

    böyle devirlerde fikir adamı sersem, diplomat sarhoş, âlim kaatil, sanatkâr mecnun, halk de tam başıboştur.

    necip fazıl kısakürek - ideolocya örgüsü
    0 ...
  21. 5327.
  22. O bir yerdeydi, sense bir başka yerde. O bir psikoz içinde kaybolmuştu. Sınırlarının nerede olduğunu kendisinin nerede bitip senin nerede başladığını bilmiyordu. Senin mutlu olmanı istiyordu çünkü kendisinin seninle aynı olduğunu sanıyordu. Bir aşk deneyimi yaşamıyordu. Çünkü kendisinin kim olduğunu bilmiyordu. Senin deneyiminse çok farklıydı. ikinizin birbirinize derinden âşık olduğu, paylaşılmış bir romantik aşk halini yeniden yaratamazsın. Çünkü o aşk zaten hiç orada değildi."
    1 ...
  23. 5326.
  24. ama farz edelim ki bu hiçbir zaman paylaşılmış bir deneyim olmadı! farz edelim ki iki insan hayli farklı deneyimler yaşadılar ve farz edelim ki bunlardan biri, yanlışlıkla kendi deneyiminin öbürününkiyle aynı olduğunu sandı.
    0 ...
  25. 5325.
  26. " insanlarla dolu bu hastalıklı, çürümüş şehirlerden ne istiyorsun? Güzelliği, dergiler dünyasının ihtiyaçlarına peşkeş çekmeye uğraşarak boşa harcadığın her gün, kendi boğazını kesiyorsun. Geçen gün bana söylediğin söz neydi? Ah evet, ' insan kısa ömürlülerin sonuncusudur.' Peki kısa ömürlülerin sonuncusu sen şöhreti ne yapacaksın? Onu kazansan seni zehirleyecektir(...) Umarım dergilere tek bir dize bile satamazsın."

    jack london- Martin eden
    3 ...
  27. 5324.
  28. sen sen ol, sohbetin ruhunu kaçırıyorsa sohbet, kaçın.
    örgütlenme şuuru ve örgütlenme derecesini kıran örgütten kaçın.
    fikrin ifadesi değilse eylem, kaçın.
    sanki bunlar, hastayı öldüren doktor.
    hikmet paralamaya ne lüzum...
    işte ölçü:
    -"ahmaktan kaçınız!"
    salih mirzabeyoğlu - damlaya damlaya
    0 ...
  29. 5323.
  30. insanlar arasında büyüklük hemen asla hoş görülmez.
    eğer ruh büyüklüğü ise, anlaşılmaz; seciye büyüklüğü ise şüphelidir.
    ikisi de bir arada olunca, çok korkunç bulunur ve nefret edilir...

    salih mirzabeyoğlu - damlaya damlaya
    0 ...
  31. 5322.
  32. nereden ve nasıl geldiklerini bilmeyenler, nereye ve nasıl gideceklerini de bilmeyen " günün adamları"dırlar.

    salih mirzabeyoğlu - ideolocya ve ihtilal
    0 ...
  33. 5321.
  34. insanın insanlığına mahsus en temel ruh halleri, bugün anormallik olarak değerlendirilmekte ve bunlar şu veya bu şekilde kazasız belasız atlatılabilmektedir...
    bunun için yaftalar hazır; ruh hekimleri etraflarına bakınacak olsa "depresyon-bunalım, çöküntü" denen etiket böyle anlar için hemen imdada yetişir, reçeteler yazılır, tedbirler dikte edilir.

    "kendini birşeylerle meşgul et, kendinle başbaşa kalmamaya özen göster!"...

    ve zaten dünyanın geldiği bu noktada herkes ve herşey anlaşılmaz bir şekilde el birliği etmiş, insanın kendisiyle başbaşa kalmaması, böylelikle işlerin rayından çıkmaması için azami bir çaba ve gayret sarfetmektedir.

    fakat sürü halinde yaşadıkça sürgünlük tecrübe edilmez. sürgünlük tadılmadıkça, gurbet neresi sıla neresi bilinmez.

    salih mirzabeyoğlu - insan ''erkek ve kadın''
    1 ...
  35. 5320.
  36. kakasını odanın ortasına koyuverdikten sonra onu temizleme derdine düşen insanoğluna idrak ettirilmesi gereken iş, her şeyden önce ruh ve kafa kirliliğinin giderilmesidir.
    evet, ruh ve kafa kirliliği...

    salih mirzabeyoğlu - yağmurcu
    0 ...
  37. 5319.
  38. elini hızlıca sağa sola salladı. hoşuna gitmişti
    kara tahtaya çizgi çizer gibi karanlığa sigara ateşiyle bir çizgi daha.
    işte hayat!
    böyle kendini dinlemesi hoşuna gidiyordu ama canını sıkan bir yönü de vardı.
    eliyle bir sekiz yaptı; yazılışıyla bozuluşu bir.
    işte hayat!

    salih mirzabeyoğlu - müjdelerin müjdesi
    1 ...
  39. 5318.
  40. vâridât: onikiler
    kabadayıyı severim...
    it ve serkeşini değil de, şovalye ruhlu ve haksızlığa karşı korku hududunu usulünce aşanı...
    şairanelik tüten her şeyin yanındayım!..

    salih mirzabeyoğlu - tilki günlüğü 2
    1 ...
  41. 5317.
  42. bir ölüye göre fazla nefes alıyorsun.

    az - hakan günday
    1 ...
  43. 5316.
  44. aşk, ışıktır... aşk, vermek, karşılıksız vermek, karşılığında kendini kaybetmek ve bu kaybetmekte tarifsiz olan benini bulmaktır...
    aşkı bilmek lazım; bilmek başka, bildiğini sandığını bilmek başka!...

    salih mirzabeyoğlu - tilki günlüğü 2
    0 ...
  45. 5315.
  46. “mütefekkirin mektebi, hekimin eczanesi gibidir.
    oraya zevk duymak için değil, kurtaran ıstırabı çekmek için gidilir.
    birinin çıkık bir omuzu, ötekinin başında bir yarası mevcuttur; zevk, onları iyi edebilir mi?”
    salih mirzabeyoğlu - marifetname
    0 ...
  47. 5314.
  48. bizim, gençlik kapısında dilenmeye ihtiyacımız yoktur.
    onu, sefil pohpohlama edebiyatı ile kazanacak, herhangi bir sahtekârlık gayretinden münezzeh bulunuyoruz.
    çünkü biz, gence kur yapmak mevkiinde değiliz; gence, yaşanmaya layık hayatı telkin etmek mevkiindeyiz.
    gerekirse onu acıtırız, üzeriz, incitiriz.

    necip fazıl kısakürek - iman ve aksiyon
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük